"مجدية" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaramaz
        
    • İşe
        
    • yarar
        
    • nafile
        
    • gereksiz
        
    • nafiledir
        
    • işe yaramıyor
        
    Otelin porno yayınları geri gelmediği sürece bu çanak antenler bir işe yaramaz. Open Subtitles أنت تعرف هذه الصحون اللاقطة غير مجدية ما لم الاباحية فندق يجعل عودة.
    Bu işe yaramaz. Open Subtitles إنها غير مجدية ، لذا ليس علينا فقط إلا أن نصنع حركة
    Suç eğilimin ve vasat güçlerin hiçbir işime yaramaz. Open Subtitles وهو تصرفك الإجرامي هذا، وقواك الغير مقبولة غير مجدية بالنسبة لي
    Dolayısıyla malzemeleri ayırmak için kullanılan geleneksel yöntemler plastikler için işe yaramamaktadır. TED ولذلك فإن الطريقة الإعتيادية لفصل المواد غير مجدية مع المواد البلاستيكية ببساطة
    Bir de diğer açıdan bakalım şu an işe yaramayan aşıları alabilir ve onları koruyucu, işe yarar hale getirebiliriz. TED ولكن هناك جانب آخر أيضاً يمكنك آخذ لقاحات غير مجدية وتجعلها تتجاوز ذلك المستوى لتصبح قادرة على الحماية.
    Ah... onların açısından nafile bir çaba gibi gözüküyor, Diane. Open Subtitles سوف نبقى مع المطاردة. أم، يبدو محاولة غير مجدية من جانبهم، ديان.
    Gençlerimiz ruhları ile beyinlerini ayırmayı gereksiz buluyor, doğruları kökleşmiş, bütünlükleri sürdürülemez olmuş. TED شبابنا يجدونها غير مجدية لفصل أرواحهم عن عقولهم، حقيقتهم متأصلة وسلامتهم مستدامة.
    Karşı saldırı veya kaçış teşebbüsü nafiledir ve sivilleri tehlikeye atar. Open Subtitles انها تجعل محاولة القتال او الهروب غير مجدية وخطيرة على المدنيين.
    Çünkü profil çıkarma saçmalığı işe yaramıyor, millet. Open Subtitles لماذا ؟ لأن طريقة تحليل الشخصية غير مجدية
    O küçük kıza bir utanç kaynağı, değersiz ve işe yaramaz olduğunu söyle. Open Subtitles أخبري الفتاة الصغيرة بأنها إحراج وعديمة القيمة وغير مجدية
    Kabul edelim ki sen aptalsın, salaksın ve işe yaramaz birisin! Open Subtitles لقد قبلت أن لك. ؟ أحمق، أنك غبي وغير مجدية
    Tüketici konumundaki zombilerin parlak ve işe yaramaz şeylere duyduğu akılsızca istek falan filan. Open Subtitles لقد فهمت الامر , الزمبى كمستهلكين بدافع الرغبة الطائش يحصلوا على الاشياء اللامعة الغير مجدية بلاه بلاه بلاه.
    Çok fazla işe yaramaz hareket yapıyorsun. Open Subtitles لديك الكثير من الحركات الغير مجدية
    Görmüyor musun o işe yaramaz ve çirkin? Open Subtitles ألا ترى أنها غير مجدية والقبيح؟
    Başbakan da kesinlikle işe yaramaz. Open Subtitles رئيس الوزراء في غير مجدية على الاطلاق ...
    Aciliyet, işe yaramayacağını bile bile işe yarayan metotları değiştirmemizi gerektirmez. Open Subtitles الضرورة لا تدعو إلى تغيير الأساليب المجدية إلى أساليب غير مجدية.
    O halde bazı teklifleri kabul etmemizde yarar var. Open Subtitles إذا كنا لا نسمع عنهم ، فإن بعض هذه العروض قد تكون مجدية
    Sırlar, sadece ortaya çıkmasından korkulduğunda işe yarar. Open Subtitles الأسرار تكون مجدية فقط إذا كان الرجل خائف من تسربها.
    Hey, ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama nafile. Open Subtitles أرى ما الذي تحاول فعله أنها محاولة غير مجدية
    - Belki de kaçmaya çalışmamız nafile olacaktır. Open Subtitles ربما يحاولون الهرب غير مجدية. لابد أنك تمزح معي.
    Büyü bilimlerinde okuyup gereksiz bir diploma alacak olması bir yana, bir de zamanını böyle saçma şeylerle harcıyor. Open Subtitles كونه يحصل على درجة غير مجدية بمثالية في علوم ما وراء الطبيعة، هذا شيء وكونه يضيع كل وقته في ذلك هذا شيء آخر
    Ya da ülkemizi Avrupa'daki bu gereksiz savaşa bulaştırmayı henüz başaramadığını. Open Subtitles وأتصور أنه لو نجح فى فعل ذلك فسيغرق بلدنا... في هذه الحرب الأوروبية الغير مجدية.
    Karşı koymak nafiledir. Open Subtitles المقاومة غير مجدية
    Onlar işe yaramıyor. Open Subtitles انها غير مجدية و انت تمضي الليل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more