Sadece şu anda seninle çok farklı yerlerdeyiz. | Open Subtitles | انها مجرد أننا في أماكن مختلفة جدا الآن. |
Sadece çok kötü bir dönem geçiriyoruz. | Open Subtitles | انها مجرد أننا نمر خلال محنة رهيبة |
Sadece çok kötü bir dönem geçiriyoruz. | Open Subtitles | انها مجرد أننا نمر خلال محنة رهيبة |
Yoksa biz mi yaşlanıyoruz Sadece? | Open Subtitles | أم أنها مجرد أننا الحصول على كبار السن؟ |
Mary ile öğle yemeği yedim ve ona dün geceden bahsettim, her şeyden değil Sadece çıktığımızı söyledim. | Open Subtitles | تناولت الغذاء مع (ماري) وأخبرتها عما حدث الليلة الماضية ليس كل شيء مجرد أننا خرجنا معاً |
Sadece Türklere karşı savaştığımızı. | Open Subtitles | مجرد أننا نقاتل الأتراك مجددا |
Hayır, biliyorum. Sadece biz... | Open Subtitles | أمم ، انها مجرد أننا ذهبنا لـ-- |
Sadece hepimiz bağlandık... | Open Subtitles | هم. مجرد أننا جميعا متصلة. |