"مجرد رجل" - Translation from Arabic to Turkish

• bir adam
• bir insan
• bir adamım
• sadece bir
• bir adamdı
• bir adamsın
• bir erkek
• Adamın teki işte

Evet, senin için üzerine çıkmak isteyen başka bir adam.
نعم، إليك هو مجرد رجل آخر يريد قفز فى احضانك.

Binlerce kez kıçımı kurtardı. Sadece iyi bir adam değildi. Melek gibiydi.
لقد أنقذني آلاف المرات، لم يكن مجرد رجل صالح، بل هو الأفضل

Sıradan, zeki, makul, iyi bir aileden gelen bir adam.
كان مجرد رجل أعتيادي رجل عاقل ,وذكي من عائلة جيدة

insanlar içinde, ne işe yaradığı belli olmayan, bir insan olmak.
ان تكون فقط غير مفيد في اي شئ انا مجرد رجل اخر

İsmi sorulacak kadar bile değeri olmayan fakir bir adamım, bayım.
مجرد رجل فقير لا يضايق نفسه بالسؤال عن الأسماء يا سيدي

Şimdi bana Mr. Pickey diyebilirsiniz,ben sadece bir reklamcıyım...
الآن يمكنكم أن تصفوني بأنني متطلبٌ جداً .. ولكني مجرد رجل إعلانات

Sadece sokakta paintball oynayan bir adamdı.
كان مجرد رجل يلعب كرات الألوان في الزقاق

Sen kılıcını çok yavaş çeken küçük bir adamsın sadece.
أنت مجرد رجل وردي بطيء للغاية من أجل لفت الانتباه.

Her şey değişir, çünkü o anda ben, gerçeğin sahibi olan adam değil fikri olan bir adam olurum.
سيتغيّر كل شيء، لأنه حينها، لن أكون مالك الحقيقة، ولكن مجرد رجل له رأي.

Çocuk olmazsa, Andy, zavallı bir adam olarak görülür.
بدون طفل، أندي هو مجرد رجل الذي تصدع تحت وطأة.

- Alt tarafı bir tek adam. - Sıradan bir adam değil.
أياً كان، إنه فقط رجل واحد إنه ليس مجرد رجل..

Sullivan herhangi bir adam olsaydı ne yapardın?
ماذا كنت ستفعل إذا كان سوليفان مجرد رجل عادى؟

Hey, o sadece geri sevgisini almaya çalışırken bir adam olduğunu.
مهلاً ، إنه مجرد رجل يحاول أن بستعيد حبه

Sadece bir insan olsaydı benim gibi, o zaman hayır ama değil.
لو كان مجرد رجل عادي... مثلي، فلا أعتقد ذلك... ولكنالأمرليسكذلك.

Philip Shayne sadece bir insan.
فيليب شاين هو مجرد رجل

İçinde bulunduğu duruma göre harekete geçen bir adamım sadece.
انا مجرد رجل على استعداد لاتخاذ اجراءات بناءاً على قناعاته.

Hayatım, burası Sutton malikanesi. Bense sadece California'dan gelmiş polis tarafından aranan bir adamım.
هذا قصر ساتن.أنا مجرد رجل من كاليفورنيا مطلوبة من قبل الشرطة.

Anlarsınız bay Partridge, ben sadece bir sigortacıyım.
انت تفهم يا سيد بارتريدج, اننى مجرد رجل تأمين

Ben sadece bir droidim ve bu konularda fazla bilgim yok.
سيدى. انا مجرد رجل آلى وليس واسع المعرفة

Bağırdı ama kimse yoktu o artık karnını doyuracağı ton balıklı salatanın eziciliği altında tek başına ezilmiş, büzülmüş bir adamdı.
صرخ بذلك للفراغ مجرد رجل وحيد لا يملك إلا سلطة التونا البارده لطمأنته

Şu anda, büyük bir komplo teorisi kurmuş, küçük bir adamsın.
الآن، أنت مجرد رجل صغير يقول نظرية المؤامرة الكبيرة.

Bu bir erkek ve kadının aşklarını birbirlerine gösterme şekli.
انه مجرد رجل وامرأة يظهران حبهما لبعضهما البعض

Adamın teki işte. İyi geceler, Pearl.
مجرد رجل عابر (طابت ليلتك، (بيرل