dedim. Kurul toplantısında göstermen için bir görsel ayarlıyorum sana şimdi. | TED | أنا بصدد وضع رسم توضيحي، لكي تأخذه معك لاجتماع مجلس الإدارة. |
Dinle, sana bunu söyleyerek bir sürü Kurul yönetmeliğini çiğniyorum. | Open Subtitles | اسمعي، بإخباركِ هذا أنا أخالف الكثير من قوانين مجلس الإدارة. |
- Kuruldaki koltuğumu sana verdim. Artık söz sahibi değilim. | Open Subtitles | لقد أعطيتك مقعدي في مجلس الإدارة لذا لا أمتلك رأياً |
Yarın yönetim kurulu iki hava yolu şirketiyle birleşme konusunda oylama yapacak. | Open Subtitles | تزداد الأمور سُوءاً. غداً، سيُصوّت مجلس الإدارة على إندماج شركتين لنقل الركّاب. |
Ama bence bunu beni Yönetim kuruluna almamak için yaptılar. | Open Subtitles | ولكني أعتقد أن هذا كان ليقوموا بطردي من مجلس الإدارة |
ben bu Kurulun başkanıyım zaman dışında başka hiçbir şeyim yok ne istiyorsunuz şimdi de? | Open Subtitles | أنا رئيس مجلس الإدارة ليس لديّ شيء سوى الوقت ما الذى تريد أن تعرفه ؟ |
Yönetim kurulunu, fabrikanın halka arzı konusunda oy kullanmaya ikna etmeye çalışıyorum. Ne yapacaksın? | Open Subtitles | سأجبر مجلس الإدارة على قبول شراء الموظفين للمصنع |
Sen yönetim kurulunda olduğun için, | Open Subtitles | وأنتِ اعتقدتِ بما أنكِ أحد أعضاء مجلس الإدارة |
Bunu sana söylemek için henüz erken. Hala Yönetim kurulunun onayına ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالطبع، من المبكر أن أقول لكِ هذا لا زلتُ بحاجة الموافقة من مجلس الإدارة |
Size gelince, eşiniz bu konuda korkunç bir bedel ödedi ve Kurul sonuna kadar arkanızda olduğumuzu bilmenizi istiyor. | Open Subtitles | وأنت, زوجتك دفعت ثمنًا فظيعا مقابل هذا، لكن مجلس الإدارة يريدك أن تعرف أن لديك دعمنا الكامل في هذا. |
Şikayet etmiyorum ama, ...Kurul toplantısından önce 20 dakikam var, Becky. | Open Subtitles | أنا لا أتذمّر لكنّ لديّ 20 دقيقة قبل إجتماع مجلس الإدارة |
Kurul üyelerini teker teker öldürmeye başlamadan önce 10 dakika var. | Open Subtitles | لديك 10 دقيقة قبل أن أبدأ التصويت أعضاء مجلس الإدارة بها. |
Yani o Kurul toplantısına gitmek istiyorsunuz, ama sadece sizi ilgilendiren yere dikkatinizi vermek istiyorsunuz. | TED | إذن فبإمكانكم الذهاب إلى اجتماع مجلس الإدارة ذاك، و لكنكم تريدون فقط الانتباه إلى الأجزاء التي تهمكم. |
Kurul başkanı olmana şaşmamalı. Jeannie, yönetim kurulu başkanı nedir bilir misin? | Open Subtitles | لا عجب في أنك رئيس مجلس الإدارة جيني، أتعلمين من هو رئيس مجلس الإدارة؟ |
Beni etkilemek istiyorsan, bunu Kurul toplantısında yap. | Open Subtitles | لو عاوز تبهرني ابهرني في اجتاع مجلس الإدارة |
Borç para değişimi üzerine Kuruldaki dokuz koltuğun altısından vazgeçmesi gerekti. | Open Subtitles | ومقابل هذا الفارق اشترط عليه ان يتنازل عن ستة مقاعد في مجلس الإدارة |
Özellikle yönetim kurulu sizi sadece tavsiye veren bir konuma yerleştirmeye çalışacaktır. | Open Subtitles | بالخصوص مع مجلس الإدارة الذي سيحاول ان يجعلك في موقع المراقب فقط |
Yönetim kuruluna bakmamı mı istiyorsun | Open Subtitles | و أنتي تريدني أن ألقي نظرة على ورقة مجلس الإدارة ، أليس كذلك ؟ |
Tıpkı 1 958, 67 ve 84'de Kurulun yaptığı gibi. | Open Subtitles | كما يتضح من مجلس الإدارة عام 1958 وعام 1976 وعام 1984 |
Baskı yetişme süresi dolarken Yönetim kurulunu toplantıya çağırabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أدعوا مجلس الإدارة في اللحظة التي يتغيب فيها عن موعد النشرة النهائي |
yönetim kurulunda bir güç anlaşmazlığı var. | Open Subtitles | هنالك صراع على السلطة قائم في مجلس مجلس الإدارة |
Yine de, kesin konuşmak için, Yönetim kurulunun onaylamasını beklemek lazım. | Open Subtitles | و مجددًا دعيني ننتظر حتى يوافق مجلس الإدارة على تعيينكِ. |
Siz ve diğer herkes önerilerinizi yazılı olarak tüm kurula iletmekte özgürsünüz. | Open Subtitles | أنت وكل شخص آخر بإمكانكم تقديم مقترحاتكم المكتوبة لكامل مجلس الإدارة. |
18 yaşına geldiklerinde kurulda yer edinecekler. | Open Subtitles | عند بلوغهم الـ18، سيكون لهم مقعد في مجلس الإدارة. |
Cevabım ise evet. Sırf benimle uğraşmak için kadını kuruldan çıkarabiliyorsa... | Open Subtitles | وأجل، يمكنه أن يسلبها مقعدها في مجلس الإدارة |
Bu paket yönetim kurulundan geliyor ve üzerinde "acil" ibaresi var. | Open Subtitles | هذا الطرد وصل من مجلس الإدارة وقد كتب عليه .. عاجل أجل إنه حول النشرة القادمة |
Yemek derken Kurulla yapılacak konferansı kastediyorsun sanırım ayrıca tam vakti derken de 20 dakika geç kaldın. | Open Subtitles | و بالغداء تعنى الإجتماع مع باقى أعضاء مجلس الإدارة و بالضبط فى الميعاد تعنى تأخر 20 دقيقة |
Seni içeride tutmamız Heyetin önerisidir. | Open Subtitles | انها توصية مجلس الإدارة لإبقاءك هنا |
13 cm'lik Gucci'lerin üzerinde adım adım toplantı odasına ilerlerken yetkililer bu işin gerektirdiği şeyleri öğreniyordu. | Open Subtitles | الدخول إلى مجلس الإدارة مرتدياً زوجاً من حذاء غوشي بعلو خمسة إنشات,حسناً, هذا يعلم القوة التي يحتاجها المشروع |