Pazar tüm gün, Şehir meclisi adına yeni evlileri tebrik ettim. | Open Subtitles | طوال يوم الأحد، أقوم بتحية المتزوجون حديثًا نيابة عن مجلس المدينة. |
Şehir meclisi gündemimizi gözden geçirir iptal edileceklere karar veririz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | توقعت أنك تستعرض جدول أعمال مجلس المدينة غداً لترى ما تريد إلغائه |
Yozlaşmış şehir konseyi gaddar polislere daha fazla dokunulmazlık vermek istedi. | TED | مجلس المدينة الفاسد أراد أن يمنح الشرطة المزيد من الحصانة على وحشيتها. |
...Tren 177 araştırmasında şehir konseyi, Philadelpia ve çevresindeki yerleşim birimlerindeki demiryolu ulaşımında daha yüksek denetim ve bakım standartlarının yer aldığı bir yasa tasarısı hazırlama planları yapıyor. | Open Subtitles | خلال التحقيقات فى حادث القطار الشرقى رقم 177 تم ارجاع السبب الى عطل فى المكابح مجلس المدينة قد اتخذ اجراءات لفرض |
- Beşinci Brooklyn bölgesinin belediye meclis üyesi, değil mi? | Open Subtitles | إنه عضو مجلس المدينة عن مركز بروكلين الخامس ، أليس كذلك ؟ |
Şehir meclisinin düşük gelirli ev amaçlı arazi kullanımı yasasını onayladığı haberini aldım. | Open Subtitles | جاءني توًا نبأ أن مجلس المدينة صدّق على تشريع لإنشاء مساكن لمحدودي الدخل. |
Tasarıyı geçirerek, havuz saat süresini uzatarak vatandaşlarımıza, Şehir meclisi'nin şehrimizi daha iyi bir yer yapmaya kararlı olduğunu söylüyoruz. | Open Subtitles | بتمرير القانون و تمديد الساعات التي يكون فيها المسبح مفتوح نحن نقول لمواطنينا ان مجلس المدينة عازم على تحسين مدينتنا |
Şehir meclisi de öyleydi. | Open Subtitles | كما أوضح اعضاء مجلس المدينة أنهم ليسوا نازيين ايضاً |
Şehir meclisi yanlış yönetimin bir sembolüdür. | Open Subtitles | مجلس المدينة هو رمز لسوء الإدارة و الفساد |
İki ekipte dışarıda. İkisi de şehir konseyi Başkanı'nın evinde. | Open Subtitles | ثمة وحدتان في الشارع فقط وهما في منزل رئيس مجلس المدينة |
Duyduğuma göre bir kaç yıl önce şehir konseyi seçim için burayı adam etmiş. | Open Subtitles | سمعت أنّ مجلس المدينة صوّت لإصلاحه قبل بضع سنوات ، ولكن |
şehir konseyi bunu duyduğunda neler olacak bak gör. | Open Subtitles | سوف تموت أنتظر حتى يسمع مجلس المدينة عن هذا |
Henüz resmi değil ama bir belediye meclis üyesinin personel şefi olma ihtimalim var. | Open Subtitles | الأمر ليس رسمياً بعد ، لكن هناك فرصة مع عضو مجلس المدينة كرئيس موظفيه |
belediye meclis üyesini senin dev bağışını kabul ederken görme fırsatını nasıl olur da kaçırırım? | Open Subtitles | كيف أفوّت فرصتي للقاء عضو مجلس المدينة بينما يقبل تبرّعك؟ |
Kiralık ahırın ve iki barın da sahibi. Şehir meclisinin de sahibiymiş. | Open Subtitles | أسطبل كامل و حانتان ويقول البعض بأنه يمتلك مجلس المدينة |
Böylece Belediyeye resmen şikâyette bulunup buraya gelip sana onları zorla kestirmelerini sağlayacağım. | Open Subtitles | لأكتب تقرير رسمياً الي مجلس المدينة و حضورهم الي هنا ، لاجبارك علي قطعة |
15 dakika içinde belediyede olacak. Hadi tatlım. | Open Subtitles | سيكون فى مجلس المدينة خلال 15 دقيقة ، هيا بنا |
- Ha siktir. - Ne? Kazı yapmadan önce belediyeyi aramak gerekiyor. | Open Subtitles | من المفترض أن نقوم بالتواصل مع مجلس المدينة قبل القيام بالحفر |
O ne inşaatın bir parçası ne de Şehir konseyinin. | Open Subtitles | هي ليست طرف من شركة البناء ولا من مجلس المدينة |
Belediyenin yüzmen için para ödediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن اعلم ان مجلس المدينة يدفع لك لتسبح لابد من ان هذا ممتع |
Buraya ışık koymaları için şehir meclisini defalarca aradım. | Open Subtitles | لقد طالبت مجلس المدينة مرارا بأن تضع اشارة مرور هنا |
Uygun çalışmalar yapılmadan şehir konseyine bu projenin kabulü için yapılan baskı suçlamalarına ne yanıt vereceksiniz? | Open Subtitles | كيف تردون على الاتهامات التي... الإكراه كان يستخدم للضغط على مجلس المدينة... الموافقة على هذا المشروع دون دراسة مناسبة؟ |
Ayrıca avukat tutmak için bile belediye meclisini ikna etmem lazım. | Open Subtitles | بالإضافة فسوف أستجدي مجلس المدينة للحصول على تمويل لتوكيل محام |
Belediye meclisine itfaiyeye, koroya. | Open Subtitles | في مجلس المدينة إطفائياً أو حتى في فرقة موسيقية |
Arkadaşının belediye meclisinde koltuğu olması, büyük bir mucize. | Open Subtitles | واخبر صديقك الأحمق من المستحيل ان اضعه في مجلس المدينة |
Kişisel sebeplerden dolayı, belediye meclisindeki görevimi bırakıyorum. | Open Subtitles | لأسباب شخصية ، قررتُ أن أتخلى عن منصبي في مجلس المدينة |