Her şey, para bugün gelecek şekilde ayarlandı. | Open Subtitles | كل شيء كان مجهز على إحضار النقود اليوم |
- Herşey ayarlandı mı Bough? -Hemen hemen efendim. | Open Subtitles | كل شىء مجهز بوف؟ |
Kötü teçhizatlı,düşük bütçeli, zayıf düşmüş, hazırlıksız. | Open Subtitles | غير مجهز, بتمويل سيء ينتشر ضعيفا, غير مهيأ. |
Tam teçhizatlı mutfak kendini otomatik temizleyen ocak ve kahvaltı köşesi de var. | Open Subtitles | مطبخ مجهز بالكامل مع فرن ذي تنظيف ذاتي ومكان مناسب للإفطار. |
Evet, iyi donanımlı ve bir de İtalyan doktor olacak. | Open Subtitles | أجل ، مجهز تجهيزا جيدا والطبيب ايطالي أيضا |
Evet, böyle bir yerde son teknoloji kullanılır diye düşünürsün. | Open Subtitles | نعم, تعتقد أن مكان كهذا مفترض أن يكون مجهز جيدا |
Ve "donatılmış" derken de bunu kastetmiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | وعندما تقولون مجهز ليس ذلك ما تقصدونه , أليس كذلك ؟ |
Bak, bunların hepsi ayarlandı. | Open Subtitles | اسمعي ، كل شيء مجهز |
Flash'in vücudunda bulunan elektrik alanına uygun olarak ayarlandı. | Open Subtitles | إنه مجهز لتقليد وتعزيز (الحقل الكهربي الذي يولده (باري |
Çember ayarlandı. | Open Subtitles | كل شيء مجهز |
- Kusura bakma ama teçhizatlı değilsin. | Open Subtitles | مع كامل الإحترام، أنت لست مجهز |
Tehlikede olan 150 canımız var ve bizi bu karmaşadan çekip çıkarabilecek en donanımlı adam odasında oturmuş Mozart dinleyerek eğleniyor. | Open Subtitles | ام إذا كانو يخططون لضربنا مرة اخرى لدينا 150 حياة على المحك هنا وافضل رجل مجهز لهذه الحالة ليخرجنا من هذه الفوضي |
Daha iyi donanımlı olmalıydı. | Open Subtitles | حسنا,لقد كان بالكاد مجهز اعنى كيف للموساد حتى |
Yani Jordan'ın metodu tam donanımlı bir üniversite laboratuarı'nda bulundu ve Chicago'da bir garajda sadece basit ucuz malzemeler ve araçlar kullanılarak tekrarlandı. | TED | اذا نوع جوردان الرئيسي من الابداع كان اخذ تجربة انجزت في معمل مجهز جيدا في جامعة واعادتها في مرأب في شيكاغو باستخدام مواد وادوات رخيصة صنعها بنفسه. |
Kendine içinde her türlü teknoloji bulunan bir yat aldı. | Open Subtitles | أشترى لنفسه يخت مجهز بأحدث التكنولوجيا الملاحية |
Süper kahramanların gücünü emme yeteneği ile donatılmış son teknoloji ürünü siber bir android. | Open Subtitles | إنسان آلي متقدم التقنية مجهز بالقدرة على إمتصاص قوى البشر الخارقين |
Laboratuar burada George. teknoloji çok gelişti. | Open Subtitles | مختبر في عين المكان، مجهز بأعلى التقنيات |
Hedef, yolu gösteren ışıklarla donatılmış ama sinyali almak için yaklaşmalısınız. | Open Subtitles | الهدف مجهز بجهاز تحديد المكان. ولكن يجب أن تقتربوا لقراءتها إنها إشارة ضعيفة، وبمحيط صغير. |
Bu tamamen donatılmış sanat masana da bir bak. | Open Subtitles | حتى تحقق من هذا الجدول الفن مجهز بالكامل. |