etrafımız dondurucu suyla çevrili ve gidecek başka hiçbir yerde yok. | Open Subtitles | نحن محاطون بمياة باردة و لا يوجد أي مكان نذهب إليه |
bu da şudur ki biz becerikli bir evrende yaşıyoruz ve harikulade bir gezenin bir parçasıyız. Ve etrafımız dehayla çevrili. | TED | هو أننا نعيش في كون مقتدر، و أننا جزء من كوكب رائع. وأننا محاطون بالعباقرة. |
etrafımız kızgın magma ile çevrili. | Open Subtitles | ,نحن محاطون بالحمم البركانية الحارة السائلة الذائبة |
Komik görünüyordu, fakat güçlü Mekke ordusuyla kuşatılmış olan Müslümanlar erkek ya da kadın herkesin öldürüleceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | كان مشهدا دراميا ولكن وهم محاطون بجيش مكة القوى كان المسلمون يتوقعون أن يقتلوا عن اّخرهم برجالهم ونسائهم |
Etrafın benim komutam altındaki cesur kızılderili savaşçıları tarafından sarıldı tüm öfkeleriyle Mahşerin dört Atlısı gibi üzerinize çullanacaklar. | Open Subtitles | انكم محاطون بجيش من الهنود الشجعان والذين بأمر مني سينزلون عليكم غضب اربع خيالة من الوحي |
etrafımızı akrepler ve yüzümüze gülen yılanlar sarmış ve oğlumuzun bir malumatı yok. | Open Subtitles | محاطون بالسموم و الأفاعي السامة المبتسمة و إبننا يعترف بعدم المعرفة ؟ |
Burada canlı yayında, zombiler tarafından kuşatıldık. | Open Subtitles | نحن هنا محاطون بالزومبي في بثٍ حي ومباشر على التلفاز. |
etrafımız yenilebilir ağaç çilekleri ve yapraklarla dolu. | Open Subtitles | . نحن محاطون بالتوت و الأوراق الصالحة للأكل |
Neyseki etrafımız tuzlu suyla çevrili, bana ilk vaka'dan bahsedin. | Open Subtitles | ونحن محاطون بالمياه المالحة اخبرنى عن اول ظهور للمرض |
etrafımız naftalin ve mentol kokan yaşlı insanlarla mı çevrili olacak? | Open Subtitles | محاطون بالختايرة التي تفوح منهم رائحة المنثول والنفتالين الكريهة؟ |
etrafımız can dostlarıyla ve ondan iyisi çocuklarımızla çevrilmiş. | Open Subtitles | محاطون بأعز أصدقائنا و أفضل من كل شيء .. أولادنا |
Dedektifler, etrafımız şüphelerle sarılı durumda. | Open Subtitles | الباحثين، نحن محاطون من كل جانب من قبل المشككون |
etrafımız sularla çevrili olmasına rağmen çok az gemimiz var. | Open Subtitles | نحن محاطون بالمياه، لكن حتى الآن لا نمتلك سوى بضعة سفن |
İçinizi pek rahatlatmayacak ama en azından etrafımız Çin yemeği kaynıyor. | Open Subtitles | على الاقل , انا أعلم أن هذه ليست تعزية ولكن كما يبدو أننا الان محاطون بطعام صيني |
Her yanımız kuşatılmış. | Open Subtitles | وإننا محاطون من جميع الجوانب. |
Ölmüş olması gereken insanlarla kuşatılmış durumdayız. | Open Subtitles | نحن محاطون بأشخاص يجب موتهم |
Kaçmaya çalışmayın. Etrafınız sarıldı. | Open Subtitles | لا تحاولوا الهروب انتم محاطون. |
Yanlış yoldaymışız! Düşman etrafımızı çevirdi. | Open Subtitles | هناك خطأ نحن محاطون من قبل الأعداء |
Bir istila filosu tarafından kuşatıldık. | Open Subtitles | نحن محاطون بأسطولٍ لاجتياحنا. |
Tamamen imkansız görünen şeyler yapan inanılmaz insanlarla çevriliyiz. | TED | نحن محاطون بواسطة أكثر الشعوب روعة الذي يعملون أشياء يبدو من المستحيل تماما فعلها. |
Bugün, nihayet oldu. Tüm o çiçeklerle çevriliyken... | Open Subtitles | حدث أخيراً محاطون بكل هذه الازهار |