Sadece bu beş çatalı ne için kullandıklarını anlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أقتل الوقت في محاولة فهم فائدة هذه الشوكات الخمس |
Bense onu anlamaya o kadar odaklandım ki neyin önemli olduğunu unuttum. | Open Subtitles | وقد كنتُ مركزة على محاولة فهم شخصيتها لدرجة نسياني ما هو مهم. |
Peki, izin verin bu araştırmanın anlamaya çalışırken bizi yönlendirdiği bir kaç şeyi listeleyeyim. | TED | لذلك دعوني استعرض شيئين اعتقد ان هذا البحث يوجهنا نحو محاولة فهم |
Karşımda duran şeyleri anlamaya çalışırken kalbim hızla atıyor, başım dönüyordu. | TED | قلبي ينبض بسرعة، أصبت بالدوار في رأسي، محاولة فهم ما الذي يقف أمامي. |
İlk anda nasıl çalıştığını anlamak için çok uğraşmıştım. | Open Subtitles | واجهت صعوبة في محاولة فهم كيف عمل المرة الأولى |
Zamanımı, şaşırtıcı başarılarımız ve üzücü başarısızlıklarımız ile insan aklının nasıl çalıştığını anlamaya harcarım. | TED | أمضي وقتي في محاولة فهم كيفية عمل العقل البشري، فيما بين إنجازاتنا العظيمة إلى حالات فشلنا المخزي. |
Tıpkı şimdi paraziti daha geniş anlamıyla görebildiğimiz gibi ben ve takımım da bu karmaşıklığı vücudumuzun nasıl alt ettiğine anlamaya odaklanmış durumdayız. | TED | تماماً كما يمكننا الآن رؤية الطفيلي بوضوح أفضل أنا وفريقي مركّزون على محاولة فهم كيف تتغلب أجسادنا على هذا التعقيد. |
Laboratuvarımda, böbrek konusunda koku ve tat alıcılarının ne tür bir rol oynadıklarını anlamaya çalışıyoruz. | TED | في معملي، نحن نعمل على محاولة فهم أدوار المستقبلات الشمية والمستقبلات التذوقية في الكُلْيَة. |
Beni, insan beynini anlamaya sevk eden bir şey var. Bu bana onu hatırlatıyor. | TED | لذا هناك شيء واحد هذا يجعلني أواصل محاولة فهم الطبيعة البشرية، وهذا يذكرني بذلك. |
Sonra bu ülkeye psikoloji okumaya geldim ve mutluluğun kökenlerini anlamaya çalışmaya başladım. | TED | ثم أتيت إلى هذا البلد لأدرس علم النفس وبدأت في محاولة فهم جذور السعادة هذه |
Görünüşe bakılırsa karanlığı anlamaya çalışmak insanları cezbediyor, binlerce yıldır, belki de ezelden beri. | TED | وقد تبيّنَ أن محاولة فهم الظلام كان شيئا يَفتِن البشر لآلاف السنين، وربما إلى الأبد. |
Duygunuzun ardındaki ihtiyacı anlamaya çalışın ve bu ihtiyacın üzerine gidin. | TED | وهي محاولة فهم سبب هذه المشاعر. ومن ثم معالجتها. |
Kötülük birini anlamaya çalışmaktan vazgeçtiğimizde kullandığımız bir laf. | Open Subtitles | الشر كلمة يستخدمها الناس عند عدم محاولة فهم الشخص |
Bombok bir hafta sonunu bu, Meryem Ana usulü döllenmenin nasıl ve neden olduğunu anlamaya çalışarak geçirdim ben! | Open Subtitles | لقد كان لديّ عطلة أسبوع سيئة محاولة فهم كيف ولماذا كيف لهذا المفهوم أن يحصل |
Hayatımın büyük bir kısmını gezegenimizi şekillendiren kuvvetleri anlamaya harcadım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم حياتي في محاولة فهم القوى التي شكلت كوكبنا. |
Hayatımın büyük bir kısmını gezegenimizi şekillendiren kuvvetleri anlamaya harcadım. | Open Subtitles | قد أمضيت معظم حياتي في محاولة فهم القوى التي شكلت كوكبنا، |
Çünkü insanların öğrenirlerse bu yaptığının manasız birşey... olduğunu anlamaya çalışmak yerine sana kötü davranacaklarından korktun. | Open Subtitles | لأنّكِ خائفة من أن يعرف الناس أنها أنتِ، ويعاملونك بحقارة بدل فهم أو حتى محاولة فهم |
Bazı insanların aile ilişkilerini anlamaya çalışmak Orta Doğu'yu anlamaya çalışmak gibi. | Open Subtitles | محاولة فهم الحياة العائلية للآخرين يشبه محاولة فهم ماذا يحدث في الشرق الأوسط |
Yıl boyunca yapacağım büyük bir proje bu. Brezilya'nın birçok farklı bölgesinde, çok farklı tarikat çeşitlerinde araştırma yapacağım ve insanların günümüzde ruhanilikle nasıl birlikte yaşadığını anlamaya çalışacağım. | TED | و هو مشروع كبير أقوم به هذا العام و هو البحث في أقاليم مختلفة عدة في البرازيل في أشكال مختلفة جدا من الطوائف، و محاولة فهم كيف يعيش الناس معاً بوجود الروحانيات هذه الأيام. |
Baban gibi davranan adamı anlamak için çok zaman harcadın. | Open Subtitles | لقد امضيتِ الكثير من الوقت في محاولة فهم ذلك الرجل الذي ادعى انه والدك |