Bu harita toplam büyüklük olarak nispeten küçük ve bu yüzden yine de katlanır harita olarak tutabileceğiniz ya da bir otobüs durağında makul ölçüdeki bir reklam alanında gösterebileceğiniz bir şey. | TED | الخريطة بشكل عام صغيرة نسبياً ليمكن حملها كخريطة قابلة للطي أو عرضها بحجم معقول في صندوق عرض في محطة الحافلات |
Bu malı götür. Onu otobüs durağına bırak. | Open Subtitles | حمّل هذه الحمولة وأفرغها في محطة الحافلات |
Bunu söyleceğimi düşünmezdim, ama bu Otobüs durağı için uygun bir davranış değil. | Open Subtitles | لم اتوقع ان اقول هذا ولكن هذا سلوك غير لائق في محطة الحافلات |
Atla. Beni Amerikan tarafındaki otobüs terminaline götürebilir misiniz? | Open Subtitles | هل يمكنك توصيلي إلى محطة الحافلات على الجانب الأمريكي؟ |
20 dakika önce otogara bıraktım. | Open Subtitles | في الواقع، أوصلتها إلى محطة الحافلات قبل ثلث ساعة. |
Yarım saat önce onu Otobüs garına bıraktım. | Open Subtitles | أنا أسقطت لها في محطة الحافلات قبل حوالي نصف ساعة. |
Tatlı için otobüs durağının yanındaki şu şirin yoğurt dükkanına gidebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت للتحلية أن نذهب إلى متجر الزبادي الرائع بالقرب من محطة الحافلات |
İlk otobüs durağında iniyorsun. | Open Subtitles | إنها تبعد 900 ميل سننزلك عند محطة الحافلات القادمة |
otobüs durağında mı? Nehirde mi? Ne yani? | Open Subtitles | محطة الحافلات أم النهر هل ألقيت به في النهر ؟ |
otobüs durağında yatmasına da öyle. | Open Subtitles | و لن أتركه ينام على بعض المقاعد فى محطة الحافلات |
Onu otobüs durağına bırakacağım, ben de eve geri döneceğim. | Open Subtitles | انا سوف اوصلها الى محطة الحافلات في طريق عودتي |
otobüs durağına gider, vaftiz olacakları toplardım... | Open Subtitles | أستطيع الذهاب إلى محطة الحافلات وأخذهم جميعاً |
Otobüs durağı resimlerinin sonunda izini bulduk. | Open Subtitles | أخيراً تمكنا من تتبع الصور من محطة الحافلات |
Otobüs durağı resimlerini yükleyen I.P. adresinin yerini tespit ettik. | Open Subtitles | جماعتنا قامت بتعقب عنوان الإي-بي الذي تم تحميل صور محطة الحافلات إليه |
- Mücevherler mi? Saat 8:00'de Dunn Caddesindeki otobüs terminaline onları getir. | Open Subtitles | اجلبهم الى إلى شارعِ دون محطة الحافلات الساعة 8 |
Hadi, otobüs terminaline 16 km var. | Open Subtitles | امامنا عشرة اميال حتى نبلغ محطة الحافلات |
2 adamı otogara ve birkaçını da havaalanına yollayın. | Open Subtitles | ضعو اثنين في محطة الحافلات والبعض في المطار |
Otobüs garına ya da tren istasyonuna gidiyordur. | Open Subtitles | أنها أما محطة الحافلات أو القطار ألى ناشفيل. |
Tatlı için otobüs durağının yanındaki şu şirin yoğurt dükkanına gidebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت للتحلية أن نذهب إلى متجر الزبادي الرائع بالقرب من محطة الحافلات |
Kocasını otogarda yakalamışlar. | Open Subtitles | زوجها التقط في محطة الحافلات. |
- Doktorla terminale gidiyoruz, bizimle gel. | Open Subtitles | - تعال إلى محطة الحافلات مع الدكتور و أنا. |
Jerry, biraz önce Kübalıları otobüs durağından aldım. | Open Subtitles | جيري، استقبلت الكوبيين تواً من محطة الحافلات. |
Otobüs terminalini bul. | Open Subtitles | إبحث على محطة الحافلات |
Otobüs istasyonuna git, eve dönüş bileti al... ve sonra beni o kafede bekle. | Open Subtitles | أذهب وأبتع لنفسك تذكرة ذهاب من محطة الحافلات. ثم انتظرني بذلك المقهى. |
Dilerkot otobüs terminalinde birkaç adam yaralamış. | Open Subtitles | لقد أذى بعض الرجال في محطة الحافلات بديلركوت |
Johnny, bu hiç doğru değil. Haydi ama, ortalığı karıştırmadan seni bir otobüs terminalinden bile alamıyorum. | Open Subtitles | إنها تشعر كأنها تجلب الألم في حياة كل الناس الذين تحبهم بربكِ، لم أتمكن حتى من إحضاركِ من محطة الحافلات بدون وقوع أزمـة |