Bu inanılmaz bir keşif: Öncü teknolojiyle dolu eski, terk edilmiş bir uzaylı uzay istasyonu. | TED | إنه اكتشاف لا يصدق: محطة فضائية قديمة مهجورة مليئة التكنولوجيا السلائف. |
Mücadele sırasında asilerin ajanları İmparator'un en son silahının planlarını çalmayı başardılar: Ölüm Yıldızı... "Tüm bir gezegeni yokedebilecek güçte silahlara sahip bir uzay istasyonu. | Open Subtitles | هى محطة فضائية مسلحة بالقوة الكافية لتدمير كوكب بالكامل |
uzay istasyonu ya da onun gibi birşeye konsantre olacağım. | Open Subtitles | سأركز على تواجدي على محطة فضائية أو ما شابه |
Bana kalsaydı, seni en yakın uzay istasyonuna bırakır arkama bile bakmazdım. | Open Subtitles | سوف اترككِ في أقرب محطة فضائية ولن أنظر للخلف |
Silahlarınızı indirip gitmeyi kabul ederseniz buradan güvenle ayrılıp en yakın tarafsız uzay istasyonuna gideceğinize garanti veriyoruz. | Open Subtitles | أنتم توافقون بأن تلقوا أسلحتكم وتبتعدوا ونحن سوف نضمن لكم مروراً آمناً خارج هذا الكوكب لأقرب محطة فضائية محايدة |
Bir adamın bir gün herşeyi varken 400 milyar dolarlık uzay istasyonunu havaya uçuruyor. | Open Subtitles | يوما ما كان لدى شخص كل شيء و قام بتفجير محطة فضائية تقدر بـ 400 مليار دولار |
Hassara denilen sistemde bir uzay istasyonunda. | Open Subtitles | في محطة فضائية في نظامِ هاسارا. |
Ama bu bir uzay istasyonu yani yerçekimi yapay olmalı uçları bakır kokulu ve biraz da seksi. | Open Subtitles | ولكن هذ محطة فضائية لذلك يجب ان تكون جاذبيه صناعية رائحة النحاس حول الحواف مثيرة بعض الشيء |
Savaş esnasında kurtarılan arşivlere göre planlarının Dünya'dan 8.200 kilometre yukarıda bir uzay istasyonu kurmak olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | بناءا على الأرشيف المستصلح خلال الحرب، نحن نعتقد أن خطتهم كانت تطمح إلى بناء محطة فضائية بمسافة 8200 كلم فوق الأرض |
Ve milyarlarca madde, kendine yeten bir uzay istasyonu yapmak için yeterlidir. ve bu istasyonda, kendilerini uçsuz bucaksız bilgi üretimine adamış bir sürü bilimadamı olduğunu düşünün. | TED | وملايين الاطنان كافية لصنع ، لنقل، محطة فضائية مستدامة بها مستعمرة من العلماء الذين يكرسون أوقاتهم لصنع تراكم معرفي غير محدود وهلم جرا. |
- O bir uzay istasyonu. - Bir uzay istasyonu için fazla büyük. | Open Subtitles | انها محطة فضائية - انها كبيرة جدا لتكون محطة فضائية - |
"Bu ay değil, bir uzay istasyonu!" | Open Subtitles | هذا ليس بقمرا انها محطة فضائية |
Bir tür uzay istasyonu, Ağ'ın tam ortasında duruyor. | Open Subtitles | كما لو أنها محطة فضائية في قلب الشبكة |
"Harici. Yakın olmayan gelecekteki bir uzay istasyonu." | Open Subtitles | "المشهد الداخلى" "محطة فضائية ليس بعيدة تماماً" |
Satürn'ün en büyük ayı Titan'a göç etmeden önceki geçici uzay istasyonu. | Open Subtitles | كان بمثابة محطة فضائية مؤقتة "حتى ننتقل إلى "تايتن أكبر أقمار كوكب زُحل |
Volkan üssü, uzay istasyonu, denizaltı... | Open Subtitles | ...... قاعدة بركانية , محطة فضائية , غواصة |
İkmal yapmak için bir uzay istasyonuna gittiğimizi sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أننا ذاهبون إلى محطة فضائية لإعادة الإمداد |
FTL çalışır hale gelince, sıçrayacağız, ve seni en yakın uzay istasyonuna bırakacağız. | Open Subtitles | عندما يكون (الأف تي إل) جاهز للعمل سنقوم بالقفز وسوف نلقي بكِ في أقرب محطة فضائية |
Diğerleri bir araya gelsin diye bir uzay istasyonunu patlatmak hiç de ilham verici bir birlik günü hikayesi olamazdı. | Open Subtitles | قذف محطة فضائية من السماء لجعل الآخرين ينضمون ليست بالضبط قصة يوم وحدة وطنية ملمهمة |
Herşey bir uzay istasyonunda geçecek. | Open Subtitles | تضع كل التقديرات في محطة فضائية. |