| Nasıl oluyor da gözün NCIS'in yasak bölge kapılarını açabiliyor? | Open Subtitles | كيف تستطيع عينك الدخول إلى مناطق محظورة في الشعبه ؟ |
| Şüpheli helikopter oraya inmek üzere. yasak bölgeye girişleri engelleyin. | Open Subtitles | مروحية المشتبه ستحط بعد وقت قصير لا توجد منطقة محظورة |
| "Kızlara okulun yasak olduğunu bilmiyor musun? | TED | ألا تعلمين أن المدارس محظورة على الفتيات؟ |
| gizli Dosyalar Yetkili Giriş Kodunu Yazın: | Open Subtitles | ملفات سرية محظورة ضع الرقم المرخص به للدخول |
| O ne kadar seksi olursa olsun sevgilimin evinde yasaklı olamam. | Open Subtitles | وأنا لن أكون محظورة من منزل صديقي، مهم كان هو مثير |
| - Efendim, o bölgeye giriş yasaktır. | Open Subtitles | ـ كلا سيدي, انها محظورة ,لا يمكنني اصطحابك لهناك |
| Bu gezegende silahların yasak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | خِلْتُ أن الأسلحة محظورة على هذا الكوكب. |
| Hey! Burası yasak bölge ! Sh, sh. | Open Subtitles | أنت، إنهـا منطقـة محظورة يارجل يجل أن ترحل من هنا، وأعني بسرعـة |
| Sanırım bu madde şu anda İtalya'da yasak. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه الأشياء محظورة في إيطاليا الآن. |
| Üzgünüm, Yüzbaşı. Burası yasak bölgedir. | Open Subtitles | آسف أيها الكابتن هذه منطقة محظورة لاأستطيع جعلك تمر بدون تصريح |
| Orası yasak bölgedir. | Open Subtitles | ـ ألم تكن هي ظمن حدود منطقة اختباراتك؟ ـ كلا, انها منطقة محظورة |
| yasak bölge, efendim. | Open Subtitles | انها منطقة محظورة , سيدي ـ منطقة محظورة ؟ |
| - Burası yasak bölge. - Merak etme, bebeğim. | Open Subtitles | . ـ حسناً, هذه منطقة محظورة . ـ انظري, لا تقلقي يا صغيرتي |
| yasak bölgeye izinsiz giriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت التعدي على ممتلكات الغير في منطقة محظورة. |
| - Burası yasak bölgedir. - Ama bu yakınlarda hiç kimse yok. | Open Subtitles | هذا منطقة محظورة لكن ليس لى مكان ما عدا تلك الأميال |
| - Kaynağımı açıklamaya hazır değilim. gizli bilgileri açıklayarak, kaynağınız 17 federal yasayı çiğniyor. | Open Subtitles | بالكشف عن معلومات محظورة فإن مصدرك ينتهك 17 قانوناً فيدرالياً |
| Seni yasaklı bölgeye götüreceğim. Doğu tarafında. | Open Subtitles | ساَخذك إلى منطقةٍ محظورة إنها على الحافة الشرقية |
| Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı ve tüm kıyılarımız girişe yasaktır. | Open Subtitles | يطل بلدنا على البحر من الجهات الثلاث وجميع السواحل محظورة |
| Orası yasaklanmış bölge, oyunun sınırlarının dışında seni oraya götürmeye çalışsam bile yapamam. | Open Subtitles | إنّها منطقة محظورة, خارج حدود اللعبة. لا أستطيع أن أضعك هناك حتى لو حاولت تحذير |
| Gung Bituen, yasadışı bir ilaç üretip dağıttığı için Göçmen Bürosu'na teslim edildi. | Open Subtitles | من جهته في التصنيع ويوزّع مادة محظورة... ... جانجبيتوينحجز إلى خدمات الهجرة والتجنّس... |
| Biyo-Kubbe Tüneli'ne giriş yasaklandı. Andy ve Tarak'a da bulaşmış. Temas kurmayın. | Open Subtitles | دائرة الحديقة محظورة طارق وأندي مصابين أكرر مصابين , لاتعملوا أي إتصال |
| Buraya ulaşmamız gerek ama çok ağır biyometriklerle Kısıtlanmış. | Open Subtitles | نريت اكتساب الوصول لكنها محظورة بنظام بيولوجي ثقيل |
| Belki de hizmetli Olga Seminoff, yasa dışı bir ilişkinin kanıtını bulmuştu. | Open Subtitles | ربما المربية اولجا رات دليل على علاقة غرامية محظورة ؟ |
| Anlaşma yattı. Kısıtlı üyelik olduğunu söylemedin bana. | Open Subtitles | الأتفاق ملغي, لم تخبريني أنها عضوية محظورة |
| giremezsiniz, burası gardiyan teneffüs odası. | Open Subtitles | أيبدو لك هذا مخزناً أيها الأحمق؟ إنها منطقة محظورة |
| Sanırım girilmesi yazak federal bir bölgeye izinsiz girmenin cezasının ne olduğunun farkındasınızdır. | Open Subtitles | سأفترض انك مدرك عقوبات تجاوزك منطقة فيدرالية محظورة سأفترض انك مدرك عقوبات تجاوزك منطقة فيدرالية محظورة |
| İnsanlarla Wraithleri ayıramıyor ama bütün üs personelini belirli alanlara koyarsak sınırların dışında görünen noktalar hedeflerimiz olur. | Open Subtitles | نحن لا يمكننا التفرقة بين البشر و الريث لكن دخول مناطق محظورة يشير إلى وجود أعداء غالبا |