Sendiğin erkeği bulduğun için şanslısın. | Open Subtitles | أنا سعيدة لك. أنت محظوظة لأنك وجدت من تحبين |
Bu konuda şüphen olmadığı için şanslısın. | Open Subtitles | أنك محظوظة لأنك لا تملكين أي شكوك في علاقتك أبداً |
Bir tutkun olduğu için şanslısın. | Open Subtitles | لكن الكيمياء كذلك حسناً مبهجة ليست الكلمة الصحيحة أنت محظوظة لأنك تملكين عاطفة |
Tatlı olduğun ve o şarkıyı aşırı çok sevdiğim için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظة لأنك ظريفة وهذه أغنيتي المفضلة في العالم أجمع. |
Seksi ve zeki olduğun için şanslısın çünkü- | Open Subtitles | انت محظوظة لأنك مثيرة وذكية, لان |
Böyle bir ailen olduğu için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظة لأنك تملكين عائلة كتلك |
Mutfakta, bayan Wilson'ın emrinde çalışmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | لكنك محظوظة لأنك من المطبخ و لست عند السيدة (ويلسن) |
Hey, sıkı çocuk, burada kilitli olduğum için şanslısın. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة لأنك هنا |
Buna bindiğin için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظة لأنك تركبيها |