Hayat destek sistemleri hala çalışır durumda olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن أجهزة الإنعاش لازالت تعمل |
Hayır, öldüğü için ve artık gerçek bir liderimiz olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | أجل، نحن محظوظون أنه قد مات ونحن محظوظون أن لدينا قائدة حقيقية الآن |
Başka şüpheli olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن هناك مشتبها به. |
Bunu yapması için, ailemizin seçilmiş olmasından dolayı şanslıyız. | Open Subtitles | ونحن محظوظون أن اسرتنا تم اختيارها لفعل هذا |
Bunu yapması için, ailemizin seçilmiş olmasından dolayı şanslıyız. | Open Subtitles | ونحن محظوظون أن اسرتنا تم اختيارها لفعل هذا |
Biliyor musun,o güvenlik görevlisi şikayetçi olmadığı için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن هذا الحارس لم يقاضيه |
Bunu atlattığımız için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن هذا قد تمت السيطرة عليه. |
O zaman ülke karar vermediği için şanslıyız. | Open Subtitles | اذاً نحن محظوظون أن البلاد كلها لا تقرر |
O zaman ülke karar vermediği için şanslıyız. | Open Subtitles | اذاً نحن محظوظون أن البلاد كلها لا تقرر |
Sağ olduğumuz için şanslıyız! | Open Subtitles | نحن محظوظون أن يكون على قيد الحياة! |
Bizimle olduğunuz için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن يكون لك. |
Bugün ölen tek kişi Wendell olduğu için şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظون أن (وينديل) قد مات اليوم كان من الممكن أن يصاب أي أحد{\pos(190,220)} |