Bunlar bizde olduğu için çok şanslıyız. | Open Subtitles | لقد كنّا محظوظين جداً لاحضار هذة إلى هنا |
Yanımızda olduğu için çok şanslıyız. Özellikle neler olduğu konusunda. | Open Subtitles | نحنُ محظوظين جداً بحوزتنا إيّاه جوارنا، خاصةً وسط غمار ما يجري. |
Senin gibi bir çocuğa sahip olduğumuz için çok şanslıyız! | Open Subtitles | نحن محظوظين بوجود طفل مثلك معنا محظوظين جداً .. |
Hepimiz çok şanslı olmalıyız. | Open Subtitles | علينا كلنا أن نكون محظوظين جداً |
Burada olduğum için, çok şanslı hissediyorum. | Open Subtitles | نشعر بأننا محظوظين جداً لوجودنا هنا |
Diğerlerimiz o kadar şanslı değildi. | Open Subtitles | لكنه تحول لأن يكون ملاذي الأخرون لم يكونوا محظوظين جداً |
Ama ülkemdeki diğer insanların bu kadar şanslı olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكني أعرف آخرين من بلدي ليسوا محظوظين جداً. |
- Belki de şanslıyız. - Evet, belki çok şanslıyız. | Open Subtitles | . لربما نحن محظوظين - نعم,نحن محظوظين جداً - |
Rose'yi bulduğumuz için çok şanslıyız. | Open Subtitles | إننا محظوظين جداً أنها ستعمل معنا |
Prensin böylesine yakın bir sırdaşı aramızda olduğu için çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن محظوظين جداً بوجود أحد المقربين |
Evet, çok şanslıyız. | Open Subtitles | نعم، نحن محظوظين جداً |
Evet. çok şanslıyız. | Open Subtitles | أجل، نحن محظوظين جداً |
Yani bizler evlerimiz olduğu için çok şanslıyız. | Open Subtitles | -أقصد، نحن محظوظين جداً أنّ لدينا منازل . |
Hepimiz çok şanslı olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون محظوظين جداً |
çok şanslı... ve ayılmış durumdayız. | Open Subtitles | اجل, محظوظين جداً |