| haklı olduğun bir konu var. Sorununun kaynağına inmesi gerekli. | Open Subtitles | إنّك محقّة بشأن شيء واحد، إنّه بحاجة لتخطّي جذر مشكلته. |
| Her zaman haklı olmak zorunda olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعلمين، لستِ مضطرّة لتكوني محقّة حيال كلّ شيء طيلة الوقت. |
| Beni rahatsız eden ve sinirimi bozan tavsiyeler veriyor ama onu genelde haklı buluyorum. | Open Subtitles | تقدّم لي النصائح, التي تزعجني وتضايقني لكنّي عادةً أجدها محقّة. |
| Efendim, şimdi Madagaskar may... Mahoney, şimdi Madagaskar maymununun sırası mı? haklısın. | Open Subtitles | ليس لدينا الوقت لمناقشة امر القرود انت محقّة , اين ايريك ؟ |
| Doğru söylüyor olabilirsin, ancak bir sürü yosun ve çamur maskeleri yapıyor olacağım. | Open Subtitles | قد تكونين محقّة, إلا أنّني أرغب بالقيام بالكثير من أقتعة طين العشب البحري. |
| Kleinfeld hakkında haklıydın. O kötü bir adam. | Open Subtitles | أنت كنت محقّة بشأن كلاينفيلد انه رجل سيئ |
| Sadece Kleinfeld konusunda haklı olduğunu söylemek istedim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتك أن تعرفي أنك كنت محقّة بشأن كلاينفيلد |
| haklı . Ve haklıyken bile çok güzel. | Open Subtitles | ـ إنّها محقّة ـ تبدو جميلة عندما تكون محقّة، صحيح؟ |
| Annemin senin hakkında haklı çıktığına inanamıyorum. Bunun ne kadar utanç verici olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ ان اصدق ان أمُّي كَانتْ محقّة بشأنك. |
| Boşanmakta haklı olduğunu kanıtlamaya çalışıyorsun. Bunu kabul etmiyorum. | Open Subtitles | تريدين أن تثبتي بأنكِ محقّة بالطلاق، وأنا لا أقبل بذلك |
| Ancak bir karara bağlı kalamamam konusunda annem haklı. | Open Subtitles | إلا لو كانت أمي محقّة وأني لا أستطيع التمسّك بقرار |
| - Başardım. - Bebeğim, haklı olunca haklı oluyorsun. | Open Subtitles | إذن، لقد نجح الأمر عزيزتي، عندما تكوني محقّة فأنتِ محقّة |
| Sen gittikten sonra, haklı olduğunu anladım. Heyecanı kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | بعد أن غادرتِ، أدركتُ بأنّك كنت محقّة ولم أشأ أن أفوّت الإثارة |
| Evet Marie, bir kez daha kesinlikle haklısın hayatım. | Open Subtitles | حسنا يا ماري, مجددا يا عزيزتي لقد كنت محقّة تماما |
| Çünkü senin için deliriyorum, evet haklısın kocan gitti ve asla geri gelmeyecek. | Open Subtitles | لأنّني متيّم بكِ كما أنّك محقّة لقد مات زوجك ولن يعود أبداً |
| haklısın, haklısın, ve her zaman emlak işine de girebilir! | Open Subtitles | أنتِ على حق أنتِ محقّة ويمكنه دائماً أن يدخل معنا في العقارات |
| Zorbalığa tahammül etmiyorsun ve eğer Doğru olduğunu biliyorsan asla bir tartışmayı kazanmama izin vermiyorsun. | Open Subtitles | وترفضين المضايقة من قبل أي أحد ولن تسمحي لي بأن أربح جدالاً لو كنتِ تعلمين بأنك محقّة |
| Zorundayım. Sen haklıydın. Kör bir inanç olamaz. | Open Subtitles | بلى، أريد، لقد كنتِ محقّة الإيمان لا يجب أن يكون أعمى |
| Ayrılmakta haklıydı. Şimdi ikisi de mutlu. | Open Subtitles | كانت محقّة بشأن قرار المغادرة، كان هذا أفضل |
| Umarım haklısındır. Ne zaman haber vermesi gerekiyordu? | Open Subtitles | أرجو أنْ تكوني محقّة متى يفترض أنْ تتّصل؟ |
| Ama bu Haksız olduğumu göstermez. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يعني انني لست محقّة. |
| Şayet haklıysa, o zaman GD'den biri bunu inşa ediyor demektir. | Open Subtitles | وإذا كانت محقّة فمعناه بأن شخصاً ما في غلوبال يقوم ببناءه |
| Gerçekten özelim. Annem haklıymış. | Open Subtitles | أنا مميز، أمي كانت محقّة |
| haklıymışsın. Çocuk külotu giyen birinden hoşlanmıyorsan burada romantik bir şey yok. | Open Subtitles | إنّك محقّة ليس هنالك أيّ توتّر حنسيّ، إلّا إن كنتِ تحبّين البالغين في سروايل داخليّة مخطّطة. |
| Benim deli olduğumu düşünüyorsun biliyorum ama haklıyım. | Open Subtitles | أعني، أعلم أنّك تظنّ أنني مجنونة لكنّي محقّة |
| Ayrıca haklıydım. Sana anlaşmanı tavsiye ettim sen de anlaştın. | Open Subtitles | و على فكرة، كنت محقّة نصحتكم بالتسوية وقمتم بالاتفاق |
| Onu bulmak benim işim ama kesinlikle haklısınız. Ve çok etkilendim. | Open Subtitles | تحديد ذلك هو وظيفتي، لكنّكِ محقّة تماماً، وأنا منبهر جدّاً. |