| Afrika'da market mankenlerine ihtiyaç duyuyorlar tabii. | Open Subtitles | لأنهم بحاجة لعارضي محلات البقالة في أفريقيا |
| Şehre, market alışverişi için. | Open Subtitles | الى المدينة، لبعض محلات البقالة - |
| Ve... bu market torbasi da var. | Open Subtitles | Y... لدي هذه الحقيبة من محلات البقالة. |
| Annem bakkal masraflarından tasarruf yapmış, babam ise bir ay boyunca geceleri çalışmış. | Open Subtitles | عند طرف فراشى كانت أمى تقتر فى محلات البقالة و عمل أبى لليال لمدة شهر |
| Küçük davalar, çalışma izni, bakkal, manav davaları gibi. | Open Subtitles | المطالبات الصغيرة، بطاقات خضراء، أمي والبوب محلات البقالة. |
| Sonra bir bakmışsın 32 yaşıma gelmişim, saati 5 dolara bakkalda poşetleme yapıyorum, bahşişler dahil. | Open Subtitles | على أي حال ، الشيء التالي، الذي ستعلمه ، انا في سن الـ32 وأنا أُعلب في محلات البقالة لـ5 دولارات في الساعة بالإضافة إلى البقشيش. |
| - Gabrielle Giffords halka açık bir etkinlik sırasında Tucson'ın dışındaki bir bakkalda vurulmuş. | Open Subtitles | جابي--جآبرييل جيفورد تم إطلاق النار عليها حينما كانت في تجمعٍ عام خارج إحدى محلات البقالة في توكسون. |
| bakkal ve süpermarketlerin güvenlik kamerası görüntülerine bakıyoruz. Biri mutlaka erzak almaya çıkacaktır. | Open Subtitles | نراجع كل تسجيلات محلات البقالة من المؤكد أنهم سيرسلون أحدهم للتزود بالطعام |
| bakkal, sebze, meyve, kalemler. | Open Subtitles | محلات البقالة والخضروات والفواكه ، وأقلام الرصاص. |
| Sakin bir yere yerleşip hırdavatçı ya da bakkal dükkanı gibi bir iş kurmayı ve zamanımı komik maceralar okuyarak geçirmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | .... أعتقد بأننى سأستقر فى مكان هادئ أتجه إلى الأعمال الخفيفة , كبيع الأدوات ... محلات البقالة |