"محل مجوهرات" - Translation from Arabic to Turkish

• kuyumcu
• Bir kuyumcuyu
• kuyumcuya
• kuyumcuları
• kuyumcunun
• mücevher dükkanını

Biliyorsun, yeni bir kuyumcu mağazası. Ne söyleyebilirim?
انه مجرد محل مجوهرات صغير ماذا عساني القول ؟

Önce öyle sanıyorsun ama, soydukları yerlere bir bak: Bir ayakkabı mağazası, bir CD mağazası, bir kuyumcu, bir elektronik eşya mağazası ve bir kafe.
حسناً لعلّ هذا ما تعتقده، ولكن أنظر إلى الأهداف محل أحذية ، محل سيديات ، محل مجوهرات ، و إلكترونيات

Evet, Güney Afrikalı Bir kuyumcuyu iki kişilik bir planla dolandırmıştık.
نعم ، لقد كنا نقوم بعملية احتيال على صاحب محل مجوهرات افريقي

Bir kuyumcuyu soymak, federal bir suçtur.
سرقة محل مجوهرات هى جريمة فيدرالية

Biz kuyumcuya girip silahlı soygun yapıp kimseye kalp krizi geçirtmiyoruz.
نحن لا نذهب الى محل مجوهرات مع أسلحة نمنح شخص ما أزمة قلبية

Onun yerine, kuyumcuları soyup bana notlar gönderen ölü bir adamla uğraşıyorum.
و بدلا من هذا أحصل على رجل ميت فى سرقة محل مجوهرات مع تحية خاصة

Kısa zaman önce kapanan bir kuyumcunun kapılarını aldım.
أخذت هذه الأبواب من محل مجوهرات والذي اقفل مؤخراً

2 gün önce mücevher dükkanını soymaya çalışırken polise kimliği belirsiz bir halde yakalandı.
إستدعاء قُبض عليه قبل يومين ،يحاول سرقة محل مجوهرات بلاغ من مجهول

Sıradan gümüş bilezikler satan bir kuyumcu buldun mu?
هل عثرتِ على محل مجوهرات يبيع أساور غير مصنفة؟

kuyumcu dükkânının sahibi cesedi bu sabah fark etmiş.
صاحبة محل مجوهرات وجدته هنا في هذا الصباح

Hayır. Yerel polis de en son kuyumcu soygununun geçen ay yaşandığını söyledi.
كلاّ، تقول الشرطة المحلية بأنّه كانت هناك عمليّة سطو على محل مجوهرات

Bir kuyumcu soygunu oldu ve işin içinde birkaç çok nadir sikke de var.
هناك عملية سطو على محل مجوهرات تنطوي على عملات نادرة

Marquesa 2,5 ay önce burada bir kuyumcu soygununa karışmış.
اُتهم ماركويزا بعملية السطو على محل مجوهرات هنا في بورتلاند قبل شهران ونصف

Baksana kuyumcu'ya geldim sonra konuşuruz olur mu?
اسمع، لقد دخلت للتو إلى محل مجوهرات وسأكلمك لاحقاً، حسناً؟

Barbara geçen yıl Bir kuyumcuyu soydu.
بربارة سرقت محل مجوهرات العام الماضي

- Bir kuyumcuyu gözlemliyorum.
-فى محل مجوهرات

Bunları çaldığın kuyumcuya ben götürürüm.
وسوف يتم اتخاذ هذه العودة إلى محل مجوهرات كنت سرق منهم من.

Biri oyuncak dükkanına, diğeri kuyumcuya, ...birisi mobilyacıya, ve "Lee'nin mani-pedi Evi."
هناك متجر ألعاب، محل مجوهرات متجر مفروشات، و... . "صالون (لي) للتجميل"

O çekiçle birkaç kuyumcunun camını kırdı.
وقام بتكسير نافذة محل مجوهرات.

Onun ve onun milis salaklarından biri için, adı Reese Portland'da bir mücevher dükkanını soydu.
هو و أحد رجال مقامته الأغبياء سطو على محل مجوهرات في "بورتلاند".