Güneş donuk hâldeki dev okyanusu aydınlatıyor. | Open Subtitles | والشمس تُنير محيطاً ،عملاقاً متجمداً |
Güneş donuk hâldeki dev okyanusu aydınlatıyor. | Open Subtitles | والشمس تُنير محيطاً ،عملاقاً متجمداً |
Çevreyi tamamen sarmanızı istiyorum. Her köşeye bir keskin nişancı. | Open Subtitles | أريدكم أن تقيموا محيطاً كاملاً وقناصة بكل زاوية |
Çevreyi tamamen sarmıştınız, değil mi? | Open Subtitles | لقد كان لديك محيطاً أمنياً كاملاً صحيح؟ |
Cevaplanamayan bazı "balıksı" detaylar, ...ve bir "okyanus" kadar ihtimaller... | Open Subtitles | و كشفنا العديد من الأسرار النتنة و محيطاً من الإحتمالات |
Uzaydan, gezegenimiz topraktan çok okyanus gibi görünür. | TED | من الفضاء، يبدو كوكبنا محيطاً أكثر منه أرضا. |
Güvenlik çemberi oluşturun. | Open Subtitles | أقم محيطاً أمنيــاً |
Bana bir kokain okyanusu bulabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ ان تجدي لي محيطاً من الكوكايين. |
Sanki bir okyanusu zapt ediyormuşum gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنى أجمح محيطاً |
Havumuz da var. Cosby'nin de okyanusu var. | Open Subtitles | (كروزبي) لديه محيطاً |
Tamamdır. Çevreyi kapatın. Çevreyi kapatın dedim. | Open Subtitles | عُلم، محيطاً فلتعدوا محيطاً |
Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz bir okyanus değil, karşıya geçmek için bir ırmak. Böylece sadece kendinizi karşıya geçmeye adayabilirsiniz. | TED | ليست الحرية محيطاً تريد السباحة فيه، بل هي نهر تريد قطعه، لذلك بإمكانك الالتزام والبقاء في الجهة الأخرى. |
Şili çölü de minerallerle örtülü bir okyanus. | Open Subtitles | فان الصحراء التشيلية تشكل محيطاً من المعادن المدفونة بها |
Sıvı sudan meydana gelmiş bir okyanus üzerindeki katı buz tabakasıyla gizlenerek, uzayın vakumundan korur. | Open Subtitles | صانعةً محيطاً مختفياً من الماء السائل محمياً من فراغ الفضاء بالجليد . الصلب فوقه |
Aslında tüm gördüğüm hiçbir kıtası olmayan sıkıcı bir okyanus. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أرى في الأفق محيطاً من الأراضي البرية المملة |
Koruma çemberi oluşturun! | Open Subtitles | أخرجوا! أعدوا محيطاً |
- Bize bir güvenlik çemberi oluşturun. | Open Subtitles | -جهز محيطاً أمنياً |