"مخبئه" - Translation from Arabic to Turkish

• saklandığı
• sığınağında
• Saklanmaktan

Eminim karşısına yine yılların davası çıkınca bu onu saklandığı yerden çıkarır.
أنا واثقة من أن محاكمة مصيرية أخرى قد تغريه للخروج من مخبئه.

Böylece saklandığı yerden çıkmasını sağlayıp, suçu üstüne atabilecekti.
وبهذا تخرجه من مخبئه وتلقي باللوم عليه على انه السارق

Sonra beyaz saçlı adamı saklandığı deliğe kadar takip edeceğim.
ثم سأتعقب الرجل الأشيب الأشعر إلى مخبئه أينما كان.

sığınağında bir hatunun koynunda uyanıp akşamdan kalma olmanın mahmurluğuyla şöyle derdi.
كان سيستيقظ فى مخبئه بجوار إمرأته. مع شبح الجحيم والأفكار.

Saklanmaktan yorulmuştum.
كنت متعبا من مخبئه.

Beyaz saçlı adamı saklandığı deliğe kadar takip edeceğim.
سأتعقب الرجل الأشيب الأشعر إلى مخبئه أينما كان

Valentne peşindeyken saklandığı yerden bir daha çıkmaz.
ماغنوس لن يخرج من مخبئه مرة أخرى بينما فلانتين لا يزال يطارده

Bu katilin saklandığı yerden çıkmasını umut ediyorum.
أتمنى أن يخرج هذا القاتل من مخبئه

Parasını harcayıp Akbaba'yı saklandığı delikten çıkarabileceğini düşündün.
-فكرّت بإنفاق الأموال ليخرج "النسر" من مخبئه

Bu gece onun patronu Bruno "Çirkin" Mannheim saklandığı yerden sürünerek çıktı.
...الليلة رئيسها برونو " القبيح " مانهيم زحف خارج مخبئه للقائها

Magnus saklandığı yerden çıkarsa yılın en büyük partilerinden birine gitmiş olacak.
إذا (ماغنوس) سيخرج من مخبئه سيذهب إلى واحدة من اكبر الحفلات في السنة

Tek bildiğim, Ragnor alev mesajımın, Valentine'ın onu saklandığı yerden çıkartması için yapılan bir tuzak olduğundan şüphelenmesiydi.
كل ما أعلمه،( راجنور) شك في رسائلي النارية كانت حيلة من (فلانتين) لاستدراجه للخروج من مخبئه

1940'da Winston Churchill sığınağında oturmuş o koca purolarından birini içerken...
في سنة 1940 ( وينستون شورشل) جلس في مخبئه يدخن احدى أثمن أنواع السيجارات

Saklanmaktan bıktım.
أنا مريض من مخبئه .