Görünüşe bakılırsa, kaçıran kişi bu süre zarfında onu bir bodrumda kilitli tutmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو، مختطفها كان عنده أبقى سردابها المحبوس كامل الوقت. |
Yani Katie hala buradaysa, onu kaçıran kişi de buradadır. | Open Subtitles | لذا ان كانت كايتي ما زالت تحت هذا السقف كذلك مختطفها |
Mina'nın FBI'ya kendini kaçıran şahsın resmini çizdirdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | لقد علمنا أن (مينا) ساعدت المباحث الفيدرالية لرسم صورة لوجه مختطفها |
Umarım bu benzerlikler, onu kaçıranın da dikkatini çeker. | Open Subtitles | أرجو أن يكون هذا التشـابه يثير مختطفها |
Sence onu kaçıranın Beth'i öldürmesini mi istiyor? | Open Subtitles | تظن أنه يود من مختطفها أن يقتلها؟ |
Aramayı kimin yaptığını bilmiyoruz ama Kono videodan kızı kaçıranın kimliğini bulabilir. | Open Subtitles | حسناً ، نحنُ لانعلم من أجرى المكالمة لكن ربما حصلت (كونو) على فرصةٍ لتعزيزِ ذلكَ الفيديو وسنحصل على هويةِ مختطفها |
Bayan Harris'in onu kaçıran kişinin istismarına son vermek için yaptığı bariz bir girişim. | Open Subtitles | (من قبل الآنسة (هاريس لإيقاف إساءة مختطفها |
Tasha onu kaçıran hakkında yeterli bilgiye sahip olduğu için | Open Subtitles | تاشا) عرفت ما يكفي عن مختطفها) |
Onu kaçıran kişi işe hâlen aranıyor. | Open Subtitles | -لا يزال مختطفها طليقاً . |