Aptal Xander Harris'i öldüremedim. Çok utanç vericiydi. | Open Subtitles | بالإضافة إلي ذلك أنني لم أتمكن من قتل ذلك الغبي ألكساندكان ذلك مخجلاً |
Romulan diye yemin edebileceğin 600 dolarlık prostetik kulaklı olanlar gibi değil, bu, bizim gibi bunu sadece güzel, zekice edebiyat eseri olarak görenler için utanç kaynağıydı. | Open Subtitles | ليس خيالَ ذوي آذان الستمئة دولار الاصطناعية الذين يسبّون بالرومانية لقد كان هذا مخجلاً للبقيّة |
Pekala, bu hiç utanç verici olmamalı. | Open Subtitles | حسناً ، هذا لا يمكن أن يكون مخجلاً علي الإطلاق |
Bu senin için olduğu kadar benim için de utanç verici bir durum. | Open Subtitles | لا تغادرين فحسب. إنه لشيء مخجلاً ليّ كما هو لكِ. |
Yatmadığım bir adamdan bir hastalık kapmam ne kadar utanç verici olurdu, haberin var mı? | Open Subtitles | أتعلم كم سيكون الامر مخجلاً إن أصبت بالعدوى بمرض من شخصاً لم أنام معه؟ |
Ben savaşamayacak durumdaki bir insana zarar verecek kadar utanç verici bir şey yapmam! | Open Subtitles | لن أفعل شيئاً مخجلاً مثل إيذاء شخصٍ لا يقوى على القتال! |
Eski günlerde bir ajan böyle utanç verici bir şey yaptığında, en azından taraf değiştirirecek kadar düşünceli olurdu! | Open Subtitles | في الأيام الخوالي , لو فعل عميل شيئاً مخجلاً كانيمتلكالحجةعلى جنونه... . |
Eskiden, bir ajan utanç verici bir şey yapınca istifa ederdi. | Open Subtitles | في الأيام الخوالي , لو فعل عميل شيئاً مخجلاً كانيمتلكالحجةعلى جنونه... . |
çok utanç verici bir şey yaptım. | Open Subtitles | . لقد قمت بشيءٍ مخجلاً للغاية |
utanç verici bir şey söylememe izin ver. | Open Subtitles | دعني أقول شيئاً مخجلاً |
Olay utanç verici biçimde sonlanmıştı. Doğru. | Open Subtitles | -كان مخجلاً فعلاً |
Böyle bir yönetim utanç verici. | Open Subtitles | -تصرف كهذا يعد مخجلاً |
Gerçekten utanç vericiydi. | Open Subtitles | لقد كان مخجلاً |