"مخطئين" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanlış
        
    • hata
        
    • yanılıyor
        
    • yanılmışız
        
    • yanılıyorsak
        
    • yanıldık
        
    • yanıldıklarını
        
    • yanılıyorlar
        
    • yanılıyorsunuz
        
    • hatalı
        
    • yanılmış
        
    • yanıldınız
        
    • yanıldığımızı
        
    • yanılıyorlardı
        
    • haksız
        
    Ya yanlış biliyorlardı ya da kaçıranlar onu uyuşturduklarında kızınızın saçını boyamış. Open Subtitles إما أنهم كانوا مخطئين أو أن الخاطفون صبغوا شعر إبنتك عندما خدروها
    Kömür çıkartmak için öyle gözümüz dönmüştü ki terk edilmiş Blanton Köprüsünün tünelleri zayıflatacağını düşünmedik ama... hata etmişiz. Open Subtitles كنّا طامعين جداً لذلك الفحم .. لم نكن نتصورّ بأنّ جسر بلانتن المهجور سيضعف االنفق، ولكنّنا كنّا مخطئين ..
    yanılıyor olurdunuz. Sonuç olarak o gece, bir kutu ilaçla ve elimde kağıt kalemle hayatımı sonlandırmayı düşündüm. Ve gerçekleştirmeye de bu kadar yakındım. TED ستكونون مخطئين. ذات ليلة جلست بجوار قارورة حبوب مع ورقة وقلم في يدي وفكرت في إنهاء حياتي وكنت على مقربة من فعل ذلك.
    Tamam, dünyanın sonu hakkında biz yanılmışız ve sen haklıydın. Open Subtitles حسنا ، كنا مخطئين بامر نهاية العالم وكنت محقا
    - Bırakalım donarak ölsün dışarıda. - Ya onun hakkında yanılıyorsak? Open Subtitles دعة يموت من الثلج بالخارج و لكن ماذا لو كنا مخطئين بشأنة ؟
    Görünüşe göre Hakim Caldwell'in işin içinde olmasıyla ilgili yanıldık. Open Subtitles يبدو أننا كنا مخطئين حول القاضي كالدويل وتضمينه في المشاركة.
    Senin nasıl biri olduğun hakkında haklılarsa onlara senin hakkında yanıldıklarını ne düşündürür? Open Subtitles إذا كانوا محقّين حول مَنْ أنت ماذا تعتقد سيَجْعلُهم مخطئين حول ماذا تَعمَل؟
    O zaman rahipler İmbra konusunda yanılıyorlar. Open Subtitles لكن إذن ، الكهنة يجب أن يكون مخطئين حول لمبرا
    Onun hakkında yanılıyorsunuz. Bir tanısanız; çok tatlı biri. Open Subtitles أنتم مخطئين بشأنه يا أصدقاء عندما تعرفونه عن قرب ستجدون أنه لطيف
    hatalı internet hakkındaki gerçekten tavsiye edilmiş hikayeye sahip olabiliriz. TED ما يوحي به هذا هو أنه في الواقع قد نكون مخطئين بخصوص الانترنت.
    - Çabuk ol. - Doğru olmayabilir. - yanılmış olabiliriz. Open Subtitles ـ يمكن أن تكون خطأ ـ يمكن أن نكون مخطئين
    Böylece insanların kendileri hakkında yanlış düşündüklerini, onlar bilmese bile, bilecektik. TED بهذه الطريقة سنعرف متى يصبح الناس مخطئين حول أنفسهم، حتى وإن لم يكونوا هم أنفسهم على دراية بهذا.
    Profesörlerimin tamamen yanlış olmadıklarının farkına vardım. TED وحقيقة اكتشفت انا اساتذتي لم يكونو مخطئين تماما.
    Peki, neden sadece yanlış değil fazlasıyla yanlışlardı? TED بالتالي، لماذا كانوا ليس فقط مخطئين، ولكن كانوا مخطئين كثيراً؟
    Bunları görmezden gelerek hata yapmış oluyoruz, çünkü şu anda bunları kültürel bozulmanın semptomları olarak değerlendiriyoruz. TED أعتقد أننا سنكون مخطئين لو رفضناهم أو تجاهلناهم، لأننا نعرفهم كأنهم أعراض الاضمحلال الثقافي في زمننا.
    Olsaydı bile bana inanmanız hata olurdu. Open Subtitles و حتى إن فعلت ، فستكونون مخطئين لو أنكم صدقتمونى
    Onlarla ilgili asıl problem ise genelde yanılıyor olmalarıydı. Open Subtitles و المشكلة في المراهنين أنهم كانوا دائماً مخطئين
    Menenjit konusunda yanılmışız. Belki de yapısal kalp rahatsızlığıdır. Open Subtitles لا بد أن نكون مخطئين بشأن التهاب السحايا ربما مرض ببناء القلب
    Ve yanılıyorsak, nasıl bize döneceğini de biliyorsun, Tanrı'nın cezası... Open Subtitles لا يمكننا التراجع ويبس و أنت تعلم تداعيات هذا الأمر إن كنا مخطئين ، اللعنة
    İnsanoğlunun karanlık yanından etkilenmeyen bir internet yaratabileceğimizi sandıysak yanıldık. TED لو اعتقدنا في أي وقتٍ أننا نستطيع إنشاء شبكة إنترنت معزولة عن الجانب المظلم للبشرية فقد كنا مخطئين.
    Fakat geçen zaman onlara yanıldıklarını gösteriyor. TED لكن مرارًا وتكرارًا، أظهرت التجربة أنهم كانوا مخطئين.
    Kendilerini çok önemli sanıp ağızlarını hiç açmayanlar da görgü konusunda bir hayli yanılıyorlar. Open Subtitles هؤلاء الأشحاص المعتدين بأنفسهم,ويحسبون أنهم مهمون للغاية ولايتكلمون مع أحد مخطئين تماما
    Yasadışı bir şey yapmanızı tavsiye ettiğimi sanıyorsanız korkarım ki yanılıyorsunuz. Open Subtitles ان كنتم تلمحون اني اسنصحكم بفعل ايّ شيئ غير قانوني حينها اخشى انكم مخطئين
    Merrill Lynch'ten istifa edip garajımda bira mayalamaya başladığımda çıldırdığımı düşünenler yanıldınız. Open Subtitles واولئك الذين ظنوا أني مجنون للتخلي عن ميرل لينش وسكب الجعة في مرآبي حسنا، كنتم مخطئين
    Bir konu hakkında yanıldığımızı fark ettiğimizde, utanç duymak yerine gurur duymayı öğrenmeliyiz. TED علينا أن نتعلم كيف نحس بالفخر لا بالعار عندما نلاحظ أننا ربما كنا مخطئين حول شيء ما.
    Bugün kalp yalnızca aşkın kaynağı değil diğer duyguların da kaynağı; atalarımız yanılıyorlardı. TED اليوم، نعرف بأن الحب ليس مقره القلب، بحد ذاته، ونفس الأمر بالنسبة للعواطف الأخرى؛ أجدادنا كانوا مخطئين.
    haksız olsanız bile en azından kendinizden daha büyük bir amaca bağlısınız. Open Subtitles حتى لو كنتم مخطئين على الاقل لديكم ولاء لقضيه اكبر من نفسيكما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more