"مخلصه" - Translation from Arabic to Turkish

• sadık
• sadakatsiz
• sadıktı

Onu sevecek, ona bakacak, ona saygı gösterecek ve onu koruyacak... ve başkalarından vazgeçecek, sadece ona sadık olacak mısın?
اسَتَحبينه، استبقينه تشرفينه و تحمينه وتتركين الآخرون، و تكوني مخلصه له

Sadece sadık, hepsi bu. Peki ya siz?
إنها مخلصه فحسب, هذا ما في الأمر وماذا عنكم يا رجال؟

Hemşire, ejder, bekçi ve çok sadık bir dost.
ممرضه,حارسه,ترعى الكلاب و صديقه مخلصه جدا

O sadakatsiz bir eş mi?
هل هي زوجه غير مخلصه ؟

Şeyh kanıt olabilecek tek kişiydi, ve o da babasına sadıktı.
الشيخ هو من لديه جميع الادلة وابنته مخلصه له ولابي

Seni asla karısı olacak kadar iyi görmemiş bir adama sadık kalıyorsun.
تبقين مخلصه لرجل لمْ يفكّر فيكِ مطلقاً بأنكِ مناسبة بما فيه الكافية لتكوني زوجة له

Sana sadık olanlara karşı senin de nasıl sadık olduğunu herkesten iyi biliyorum.
اعرف اكثر من اي احد اخر كم انت مخلصه لهؤلاء المخلصين لك

Sadece kalbimin sesine sadık olabilirim.
مرتبه ملك انا سأكون مخلصه لقلبى فقط

- Amca, görevimi yaptım. - sadık kaldım. Bilmek istiyorum.
عمي , خدمتك وكنت مخلصه أحتاج أن أعرف

Utanmaz ve hain, sadık gibi davranan masum bir eş.
خائنه وقحه تتظاهر بأنها زوجه وفيه مخلصه

Çalıştığı bütün işlerde hep sadık oldu.
وقد أصبحت مديرة مخلصه منذ ذلك الوقت

Kütle spektrometresi çok sadık.
المواصفات الشامله مخلصه للغايه

sadık bir hizmetkarındı.
لقد كانت خادمه مخلصه لك

Evet, Pirensese sadık.
نعم، مخلصه للملكة

Bana sadık görünüyor.
أنها مخلصه لى كما يبدوا

Bana karşı oldukça sadık görünüyor.
أنها مخلصه لى كما يبدوا

Sadece sadık.
إنها مخلصه فحسب

Kendimi sadakatsiz gibi hissediyorum.
احس انني غير مخلصه

Sarah Holt sana sadıktı.
"ساره هولت" كانت مخلصه لك.