Onun nazarında iki kişiden birinin sadık olması gerekir: | Open Subtitles | هي تعتقد ذلك في الزوجين على الأقل شخص واحد عليه أن يكون مخلصًا |
Altı yıl boyunca ona sadık kalabileceğini aklımın ucundan geçmezdi. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنّك ستكون مخلصًا لستة أعوام. |
Bunca yıldır size sadık olduğumu biliyorsunuz, Müdire Hanım. Evet. | Open Subtitles | -تعلمين بأنني كنت مخلصًا كل تلك الأعوام لكِ أيتها المديرة |
Ama tam olarak sadık değil. İşin esprisi burada. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن مخلصًا بشكلٍ كامل، هناك مفاجأة بالأحداث |
Bir zamanlar bana sadıktın, Gabe. | Open Subtitles | (كنت مخلصًا لي ذات مرة، يا (غاب |
Bu davaya yıllardır sadık kaldın. Biz seni ödüllendirmek istiyoruz. | Open Subtitles | لقد كنت مخلصًا للقضية لسنوات، نحن نريد مكافأتك |
Senin suçunu üstlenecek kadar aptal veya sadık biri mi bilmiyorum ama bunu yapabilir. | Open Subtitles | لا أعرف ما إذا كان غبيًا بما يكفي أو مخلصًا لتلقي اللوم عنكِ، لكنه قد يفعل. |
Bir süreliğine Kutsal Roma Kilisesi'nin sadık bir hizmetkarıyım. | Open Subtitles | بينما أكون خادمًا مخلصًا للكنيسة الرومانية المقدسة |
Hepiniz bu tahta sadık kalmak için kutsal bir ant içtiniz. | Open Subtitles | جميعكم يقسم بيمين مُغلَّظة أن يكون مخلصًا لهذا العرش |
Yaşam destek sistemi bozulduğunda nefesini tutacak kadar sadık değilmiş. | Open Subtitles | لكنه كان غير مخلصًا بالقدر الكافي ... لحبس أنفاسه ... عندما نفد نظام دعم الحياة الأساسيّ |
Fakat oğlu bizimle kaldığı sürece bize sadık kalacaktır. | Open Subtitles | ...ولكنه سيظل مخلصًا طالما بقي ابنه معنا... |
Kim bilge ama şaşkın, ılımlı ama öfkeli, sadık ama tarafsız... olabilir ki aynı anda? | Open Subtitles | من يستطيع أن يكون حكيمًا ، مدهشًا ... معتدلاً ، غاضبًا . مخلصًا ، وعلى طبيعته في وقت واحد ؟ |
Altı yıl sonra ben sadık bir subayım. | Open Subtitles | وبعد 6 سنوات أصبح ضابطًا مخلصًا للوطن |
O zamandan beri sadık bir adam oldu. | Open Subtitles | وظل رجلاً مخلصًا منذ ذلك الحين |
Ancak senden aklında tutmanı istiyorum ben sadece askerdim... sadık bir asker... görevini yapan. | Open Subtitles | لكنني أسألك أن تضع في الاعتبار أنني كنت مجرد جندي... جنديًا مخلصًا... |
Ona göre yeterince sadık olmadığından Matsunaga'nın cenazesine sahip çıkmadı | Open Subtitles | قال بأن (ماتسونقا) لم يكن مخلصًا بشكل كافٍ (لذا لن يطالب بجسد (ماتسوناقا |
Tüm hisleri aksini söylese de o sadık olmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | "لقد كان يحاول جاهدًا أن يكون مخلصًا بينما كل حدس لديه ينبئه بالعكس." -لا أعرف مكان (كراولي ). |
sadık olduğum için mi? | Open Subtitles | كوني مخلصًا؟ مخلصًا لمَن؟ |
Kime? Kendime sadık olmalıydım. | Open Subtitles | حري بي أن أكون مخلصًا لنفسي |
Erik sadık bir eşti. | Open Subtitles | ايريك كان زوجًا مخلصًا |
Bir zamanlar bana sadıktın, Gabe. | Open Subtitles | (كنت مخلصًا لي ذات مرة، يا (غاب |