Ülkeme ancak yasal yolla dönerim. Ben kaçak bir suçlu değilim. | Open Subtitles | أنا سأعود إلى بلادي قانونيا, لا أحب ان اكون مدان هارب |
Bir mahkum, bir x-ray makinesi, ...ve eğlence parkında bir kutu. | Open Subtitles | مجرم مدان ، و جهاز أشعة سينية و علبة في متنزه |
Robert Skidmore, ordunun para sevkiyatında hırsızlık yapmaktan hüküm giymiş. | Open Subtitles | روبرت سكيدمور مدان بسرقة شحنة أموال كانت قادمة لقاعدة حربية |
Ortalıkta meslekten biri dolaşıyormuş... Bana resmini gösterdi. mahkûm olmuş bir katilmiş. | Open Subtitles | يوجد رجل يتجول في المنطقة أراني صورته، إنه قاتل مدان. |
Kocanıza borçlu olduğu ve ödemeyi sizinle yaptığı doğru mu? | Open Subtitles | هل صحيح أنه كان مدان لزوجك و أنت كنت السداد؟ |
İş birliğiniz, suçlu bulunmasıyla özgür kalması arasındaki farkı belirleyebilir. | Open Subtitles | ان تعاونك قد يصنع الفرق بين كونه مدان او بريء |
Şimdi biliyoruz ki, eşini dövmekten suçlu bulunan biri, ve aslında iyi bir adam değil. | TED | نعلم الآن انه مدان بالاعتداء على زوجته، وفي الحقيقة هو ليس شخصا جيدا. |
Sanığı silahlı gasptan suçlu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدنا الدعى عليه مدان بتهمة السطو المسلح. |
O bir köle veya mahkum gibi birşey değil. | Open Subtitles | هو ليس عبد أو مدان أو أي شيء أليس كذلك ؟ |
Ve bu bir suçsa, ben mahkum kalacağım bayan. | Open Subtitles | .ولو كانت تلك جريمة .فأنا إذن مدان يا سيدتي |
mahkum olmuş katil, oldukça vahşi suçlarıyla biliniyor. | Open Subtitles | إنه مدان بعدة جرائم قتل معروفة بنوعها الوحشي |
Gerçek adı Roger Peet. Şartlı tahliyeyle çıkmış, hüküm giymiş bir tecavüzcü. | Open Subtitles | انه مرتكب جرائم جنسية مدان مع أطلاق سراح مشروط |
Bunlar sadece... bir takım dayanaksız suçlamalar hüküm giymiş ve şimdi ölü olan bir... | Open Subtitles | إنها مجموعة من الافترضات مبنية على شخص مدان و هو ميت الآن |
Çöle terk edilmiş, Oamock'a ve onun granit duvarlarına uzakta, topluluğun gücünde yoksun, yalnızlığa hüküm giymiş... | Open Subtitles | تحت رحمة الصحراء بعيدا حوائط نهر اوموك الجرانيتية بدون قوة الجماعة الانعزالى شخص مدان |
Wılson Pinker Rawls adında bir mahkûm hapisten kaçtı, Bayan Gurwitch'e zarar verebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | مدان هارب بالاسم ويلسون وردي راولس. نعتقد بإنّه قد يتابع الآنسة. جورويتش بهدف يآذيها. |
Astral Queen'in kaptanı kargo bölümünde, sıkı güvenlik altında tutulan 500'e yakın mahkûm olduğunu bilmenizi istiyor. | Open Subtitles | قبطان مركبة الملكة النجمية يريدك أن تعرفي أن لديه 500 مجرم مدان تحت الحراسة المشددة في مرفا الشحن |
Beni nasıl bulduğunu tanrı bilir, ama bana borçlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | اللهيعرفكيفوجدني, لكنّه قال بأنّه مدان لى. |
13 işkenceli cinayetten hükümlü. Gelmeye hazır. | Open Subtitles | مدان ب13 جريمة قتل و تعذيب انه جاهز للذهاب |
- Şoför mü? Bir cenazede, altı arabanın jant kapaklarını çalan bir sabıkalı. | Open Subtitles | شخص مدان سرق ستة أغطية عجلات سيارات أثناء جنازة |
Şey, senin için çok kötü. Bana 100 dolar borçlusun. | Open Subtitles | حسناً , هذا سئ جداً لك مازلت مدان لي بمئة دولاراً |
Sana borcu olduğunu biliyorum ve buna bir çözüm buluruz diye düşünüyordum. | Open Subtitles | وأنا أعلم انه مدان لك ببعض المال وأنا كنت امل فى الحصول على وسيلة لتسوية هذا الدين |
Sana gerçekleri söylemeliyim. Sana bunu borçluyum. Arkadaşın olarak. | Open Subtitles | ظننت أنه عليك أن تعرف الحقيقة ظننت أنني مدان لك بذلك . |
Savcılık, jüri üç müebbet ceza almış birine inanmayacağını söyledi. | Open Subtitles | فقط الحكومة تشعر بأن المحلفين لن يستجيبوا جيداً مع مدان بثلاثة أحكام مؤبد |
Kaçak bir mahkumu yakalamak için tek yol olmasa da bunun yollarından biri. | Open Subtitles | سكيننير: هو قد لا يكون أفضل طريق لكنّه بالتأكيد طريق واحد لمسك مدان هارب. |
Benim gibi adamların gözünü korkutursunuz, çünkü ben eski bir mahkumum. | Open Subtitles | أنتم تتنمرون على شخص مثلى لأنى مدان سابق |
Ben hiç bir sabıkalıyı işe almadım, tabi Toby'yi kastediyorlarsa bilemem. | Open Subtitles | لم أعين مدان سابق " إلا إذا يعنون " توبي المدان المغتصب |
Sanırım bana kızgın çünkü ona üç mektup falan borcum var. | Open Subtitles | أعتقد أنها غاضبة علي لأنني مدان لها بثلاث رسائل |