Ben de tatile çıkmayı herkes kadar severim ama... .. eğer birikimlerimizi harcamaya başlayacaksak, bence ilk almamız gereken şey bodrum katı için yeni bir su pompası. | Open Subtitles | ولكن اذا كنا سنتجاوز على مدخراتنا فيجب ان نشتري فتاحة البالوعات لنستعمله في سردابنا |
Bütün birikimlerimizi bu elbiseye harcamak istemezdim. | Open Subtitles | لم يكن علي إنفاق مدخراتنا على فستان سخيف |
Tamam. İlk haberim. Borsada bütün birikimlerimizi kaybettim. | Open Subtitles | الموضوع الأول خسرت كل مدخراتنا بسوق الأسهم |
Tüm birikimimiz ve babanın yolladığıyla, elimizde 1200 dolar var. | Open Subtitles | مع كل مدخراتنا والأموال التي أعارناإياهاالجد.. لم نجمع سوى 1.200 دولار |
Buraya bes silin harcayalım, oraya bes silin harcayalım sonra bir bakmıssın tum Birikimlerimiz ucmus gitmis. | Open Subtitles | نصرف خمساً هنا وخمساً هناك ثم نكتشف أن مدخراتنا ضاعت |
Kalan bütün paramızı da tedavi masraflarına yatırdık çünkü zona hastalığına yakalandım. | Open Subtitles | وأنفقنا جميع مدخراتنا على الأطباء لأنني أصبت بطفح جلدي |
Altı haftalık ücretsiz izin sırasında tüm vergi iadelerimizi ve Birikimimizin yarısını kullandık. | TED | أنفقنا كامل إقرارنا الضريبي ونصف مدخراتنا خلال ستة أسابيع من إجازتي بدون لراتب. |
Hayır. Tasarruflarımızı motorlu evin peşinatı için harcadım. | Open Subtitles | كلا ، أنفقت مدخراتنا على مقدم لمنزل متحرك |
Bütün birikimlerimizi buraya taşınmada ve evin peşinatında kullandık. | Open Subtitles | ونحن انفقنا جميع مدخراتنا على الانتقال و شراء المنزل |
Şu demek oluyor, birikimlerimizi harcamamış olsaydık işten çıkarılmam bu kadar büyük bir sorun olmayacaktı. | Open Subtitles | هذا يعني, لو كانت مدخراتنا لا تزال معنا، لربما كان فقدي للوظيفة ليس بالأمر المهم. |
Evet, bizi dolandırarak, birikimlerimizi alarak ve karşılığında hiçbir şey vermeyerek. Şimdi, dinle, sakinleş. | Open Subtitles | نعم، عن طريق الإحتيال علينا في مدخراتنا ولا تعطينا أي شيء في المقابل. الآن، اسمع، اسمع، علي مهل، علي مهل. |
Tüm birikimlerimizi tedavi olmak için harcadık, sudaki krom karaciğere zarar verir, sindirim sorunları oluşturur ve birçok kişi sarılık olabilir ya da önlem alınmazsa karaciğer kanseri olur. | Open Subtitles | استخدمنا كل مدخراتنا لعلاج الأمراض، لأن الكروم في الماء يهاجم الكبد، |
Tüm birikimlerimizi o saha için kullandık. | Open Subtitles | لقد استخدمنا معظم مدخراتنا في الحقل. |
Ve politikacılar bizi daha fazla borç tüketmeye, birikimlerimizi daha hızlı harcamaya çağırırlar, sadece şeytanın bacağını kırabilelim diye, büyüme odaklı ekonomiyi devam ettirelim diye. | TED | والسياسيين ينادون بإستمرار بسحب مزيد من الديون، وأكثر من ذلك أن نسحب من مدخراتنا الشخصية، هذا فقط لمجرد أن نستطيع أن نعود بالعرض على الطريق مرة أخرى، حتى نستطيع أن نحافظ على إستمرارية هذا النمو الإقتصادى. |
Saha tüm birikimlerimizi götürdü. | Open Subtitles | الملعب بدد كل مدخراتنا. |
Peter, birikimimiz her geçen ay suyunu çekiyor da çekiyor. | Open Subtitles | بيتر .. كل شهر تنخفض مدخراتنا أقل و أقل |
Küçük bir birikimimiz vardı, Howard Burgess'a verdik. | Open Subtitles | وضعتُ جزء صغير من مدخراتنا لـ( هاواردبيرجس) |
Birikimlerimiz suyunu çekince de evi satmak zorunda kalırız sonra. | Open Subtitles | وصديقها والفاشل وكل مدخراتنا ستنتهي، ثم سيكون علينا بيع المنزل! |
Bak. Birikimlerimiz Globodyne hisselerindeydi. | Open Subtitles | أنظر، مدخراتنا كانت في أسهم "جلوب داين". |
Biriken paramızı şömine rafında saklardık. | Open Subtitles | " وكنا نضع مدخراتنا بالخزينة على رف الموقد " |
Birikimimizin büyük kısmını kullanacağımızı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أننا نستهلك القطعة الضخمة من مدخراتنا ولكن إذا كان هذا يبعد تلك المرأة المجنونة من حياتنا |
Loire vadisine. Faturaları ödemek için tüm Tasarruflarımızı kullanmak zorundaydık. | Open Subtitles | اضطررنا لإستخدام جميع مدخراتنا لدفع الفواتير. |