cidden mi, farkında değildim... Başka gelecek var mıydı kaptan. | Open Subtitles | حقا لم اكن مدركاً ان اي شخص سيذهب يا كابتن |
Hayır, değildi. Asla da kolay olmamıştı. Sadece, o an için farkında değildin. | Open Subtitles | لا لم يكن, لم يكن ابداً سهلاً لكنك لم تكن مدركاً للأمر بعد |
Kontrolü kaybetmişlerdi, ama kimse gittikçe artan riskin farkında değildi. | Open Subtitles | وخرج عن السيطرة ولم يكن أحد مدركاً الخطر الهائل المتزايد |
İlk defa gençliğinin ve bir gün onu kaybedecek oluşunun farkına varıyordu. | Open Subtitles | للمرة الأولى ، أصبح مدركاً لشبابه و مدركاً أن يوماً ما سوف يفقده |
Yani babam bir düzeyde benim geldiğimin farkındaydı benim yakınmalarımı dinlemek istemiyordu ve öldü. | Open Subtitles | لذلك أصبح أبي مدركاً بوجودي بمستوىً ما ولم يُرد الاستماع إلى تذمّري، لذلك مات |
Önemsiz bir subay olduğumdan onunla pek işim olmazdı, fakat onun oldukça etkileyici, hayat dolu ve yürekli bir kız olduğunun farkındaydım. | Open Subtitles | وكواحد من صغار الظباط لم تربطني بها أي معرفة ولكني كنت مدركاً أنها الأجمل والأكثر حيوية ومرحاً دون الفتايات |
Suç işlediğimden haberim yoktu doğrusu. Yukarı çıkıp bir şeyler içelim mi? | Open Subtitles | أنا لست مدركاً أنني مذنب هل يمكننا الصعود أعلي لتناول مشروب؟ |
Bunun bir polis operasyonu olmadığının farkındasınızdır umarım. | Open Subtitles | يجب أن تكون مدركاً هذه ليست عملية الشرطة بعد الآن |
farkında mısın bilmiyorum ama yarın birinci sınıf öğrenciler için Aile Günü. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت مدركاً, لكن غداً يوم العائلة لطلاب أول سنة. |
Kaptan Poldark ayakta zor duruyordu ve dediklerinin farkında değildi. | Open Subtitles | الكابتن بولدارك لم يكن مدركاً عقليا ولم يكن محكماً لتصرفاته |
Yaparken farkında değildim ama söyleşi sürecinin işte bu kadar içindeydim. | TED | لم أكن مدركاً لما يحدث، و لكنني كنت مندمجاً جدا في ما أعمل. |
Kendisi kitabında; kıyafet giyildiğinde, kişi farkında olsa da olmasa da, giyilen kıyafetin niteliklerinin benimsendiğini belirtiyor. | TED | تذكر في كتابها أنك عندما ترتدي الثياب، تقوم بالتكيف مع الصفات الشخصية لما ترتديه، سواءً كنت مدركاً لذلك أو لا. |
Belki bunun farkında değildin, ama gerçek bu. | Open Subtitles | ربما لم تكن مدركاً لذلك ولكن هذة الحقيقة |
farkında olduğunu düşünüyorum, gene de emin olmak için hatırlatayım. | Open Subtitles | أظن أنك مدركاً لذلك ولكن دعنى أذكرك ثانية |
1984'te ölümcül illet AIDS'in farkında mıydınız? | Open Subtitles | هل كنت مدركاً في سنة 1984 أنّ هناك مرضًا يدعى الإيدز ؟ |
farkına vardığında bir kişinin planı altı kişinin planı haline gelir. | Open Subtitles | الآن فقط تكون مدركاً له الخطط لواحد تصبح خططاً لستّة |
Gün geçtikçe bu inanılmaz koku alma yeteneğinin kendisine sadece kendisine verilen bir hediye olduğunun daha çok farkına varıyordu. | Open Subtitles | على نحو متزايد أصبح مدركاً أن حاسته الغير اعتيادية للشم كَانت هبةٌ مُنحَ إياها وله خاصةً وحده |
Modern bilimin dilinin, Arapça köklerinden hala birçok referanslara sahip olduğunun farkına varmakla başladım. | Open Subtitles | مدركاً أنّ لغة العلم الحديث لا تزال تشير لجذورها العربية |
Ya da bir düzeyde senin orada olduğunun farkındaydı ve sonunda artık gidebilecekti. | Open Subtitles | أو أصبح مدركاً لوجودك بمستوىً ما واستطاع أخيراً أن يُطلق السراح |
Jim Halverson kadınlara sunacak çok fazla şeyi olmadığının farkındaydı. | Open Subtitles | جيم هالفيرسون) كان مدركاً) أن لديه شئ ليقدم لإمرأة |
Kötü bir şöhret sahibi olmamdan çok önce, senin farkındaydım. | Open Subtitles | قبل فتره طويله من شهرتي كنت مدركاً جيداً عليك |
Bu tarz ilişkilerin yasak olduğundan hiç haberim yoktu. | Open Subtitles | إنني لم أكن مدركاً أن مثل هذه العلاقات محظورة |
Bunun bir polis operasyonu olmadığının farkındasınızdır umarım. | Open Subtitles | يجب أن تكون مدركاً هذه ليست عملية الشرطة بعد الآن |
Ve eğer haberdar değilsen söyleyeyim, bu gece Noel. | Open Subtitles | و إذا لم تكن مدركاً فالليلة عشية عيد الميلاد |