"مدرّسة" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğretmen
        
    • öğretmeni
        
    • öğretmenini
        
    • eğitmeniyim
        
    Kız kardeşim, okula gidip öğretmen olabilmem için para biriktirdi! Open Subtitles وادخرت أختي بعض المال حتى أستطيع الدراسة لأصبح مدرّسة
    Yani burda bir öğretmen var mı yoksa onu da kesintiler yüzünden mi kaybetmişler? Open Subtitles هل ثمة مدرّسة هنا على الأقل، أم أنهم قلصوا الميزانية؟
    Kapı kilitli, ayrıca ben artık öğretmen değilim ve oğlumuz dans ediyor. Open Subtitles الباب مُغلق، أنا لست مدرّسة الآن. وإبننا يرقص.
    Sanırım bir ilkokul öğretmeni olabilirim. Open Subtitles أظن أني قد أكون مدرّسة مدرسة واعدة.
    Bundan, eskiden kör bir matematik öğretmeni olduğun sonucuna varıyorum. Open Subtitles أفترض أنّكِ كنتِ مدرّسة رياضيّاتٍ عمياء
    Luke'un, Oliver'ın 23 yaşındaki öğretmenini nasıl becerdiğini mi kast ediyorsun? Open Subtitles تعني، كيف أن لوك ينكح مدرّسة أوليفر البالغة 23 من عمرها؟
    Çarpmayı bile bilmem! Şanssız bir şekilde, İngilizce eğitmeniyim. Open Subtitles لسوء حظي أصبحت مدرّسة لغة إنكليزية
    Kendisi bana birçok kez sadece yazları tatil yapmak için öğretmen olduğunu söylemişti. Open Subtitles والتي أخبرتني لمراتِ عديدة أنها أصبحت مدرّسة فقط ليكون لديها إجازة صيفية
    Çaylak bir öğretmen olarak, fırsatlar yarattım. TED لذا، كوني مدرّسة مبتدأة، قد خلقت فرصة،
    Elbette o sertifikalı bir öğretmen. Open Subtitles إنها بالطبع مدرّسة مُعتمدة... لديها الرخصة وكل شيء...
    Şu an bir yerlerde gelecek vadeden bir öğretmen var. Hayatta olmayan bir eğitim profesörü tarafından geliştirilmiş fi tarihinden kalma bir tür eğitim teorisi üzerine kurulu 60 sayfalık bir yazı üzerinde çalışan bir öğretmen. Uğraştığı bu işin eğitimci olmak gibi, hayatları değiştirmek ve çevreye büyü saçmak gibi hayatında yapmak istedikleri ile ne alakası olduğunu düşünüp duruyor. TED في هذه الأثناء هناك مدرّسة طموحة تعمل على مقال من 60 صفحة معتمدة على نظرية تعليمية عتيقة طورها أستاذ تعليم قضى نحبه متسائلة مع نفسها عن علاقة هذه المهمة التي انخرطت فيها مع ما تريد القيام به في حياتها، وهو أن تصبح مربية، وتغير حياة الناس، وتطلق شرارات ساحرة.
    öğretmen oldu. Open Subtitles إنها مدرّسة الآن
    öğretmen ya da onun gibi bir şeydi. Open Subtitles كزيّ مدرّسة أو ما شابه
    öğretmen misin peki? Open Subtitles هل أنتِ مدرّسة حقًا؟
    öğretmen mi? Open Subtitles مدرّسة ؟
    Ya da bunu unutmaya çalışır mesela biyoloji öğretmeni Bayan Devereaux gibi birini buluruz. Open Subtitles أو ربما نحاول ونمسح تلك الصورة من عقولنا , ونفكر بشخص ماً ."مثل مدرّسة الأحياء "ديفرو
    Birini, hele ki bir öğretmeni bu şekilde nesneleştirmenin uygun olduğundan pek emin değilim ama iltifat niyetiyle söylendiği için teşekkür ederim. Open Subtitles حسناً ، لست متأكدة إن كان من الملائم تصنيف أي شخص بهذه الطريقة و بالتأكيد ليس مدرّسة لكن في حدود أن القصد من هذا هو المجاملة
    Yani elimizde şehrin farklı yerlerinde yaşayan ve verilere göre farklı hayatları olan bir lise kimya öğretmeni ve bir heykeltraş var. Open Subtitles حسناً ، إذن لدينا... مدرّسة كيمياء بالمدرسة الثانوية ونحّاتة اللتان تعيشان على جهتان مختلفتان من المدينة وبكل المقاييس ، تعملان في وظائف مختلفة تماماً
    Adam'ın öğretmeni gelecek hafta toplantı yapmak istiyor bizimle. Open Subtitles .. مدرّسة ( آدم) تريد أنْ يحـضى بمنـاقشة مـعنا الأسبـوع المـقبل
    Evet, evet insan kocası müzik öğretmenini sikince en azından bedava piyano dersi alabileceğini düşünüyor. Open Subtitles أجل، على الأقل ظننت أن أباهم ضاجع مدرّسة الموسيقى، البيانو كان ليكون بالمجان
    Çarpmayı bile bilmem! Şanssız bir şekilde, İngilizce eğitmeniyim. Open Subtitles لسوء حظي أصبحت مدرّسة لغة إنكليزية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more