O adamın kızarıp bozarırken ne kadar yakışıklı olduğunu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى تخيل مدى وسامة ذلك الرجل وهو محمّر خجلًا. |
Yüzbaşı Wentworth'ün ne kadar yakışıklı olduğunu sana anlatamam. | Open Subtitles | لا استطيع وصف مدى وسامة كابتن وينتورث |
Oğlumun ne kadar yakışıklı olduğunu mu söylüyorsun yani? | Open Subtitles | هل تخبرنى عن مدى وسامة ولدى؟ |
Benim burada olmamla, flörtleşmek arasındaki fark erkeğin ne kadar yakışıklı olduğuna bağlı. | Open Subtitles | الفرق بين سبب وجودي هنا والمغازلة هو مدى وسامة الرجل |
Benim burada olmamla, flörtleşmek arasındaki fark erkeğin ne kadar yakışıklı olduğuna bağlı. | Open Subtitles | الفرق بين سبب وجودي هنا والمغازلة هو مدى وسامة الرجل |