Ne demek bu? Cuma günü patronu için banakya yatıracaktı, ama yatırmamış. | Open Subtitles | كان من المفروض ان تودعهم بالبنك يوم الجمعه في حساب مديرها.ولكنها لم تفعل |
Bekle. Onun patronu, Profesör Schreiner'ı, huh? - Bu o. | Open Subtitles | انتظر , رأيت مديرها بروفيسور شراينر , هه ؟ |
Menajeri ile görüşmeye. Geçen gece hassas davranmadıysam özür dilerim. | Open Subtitles | للحديث مع مديرها اسف ان كنت غير مراع البارحة |
Eski Menajeri, eskiden film falan çevirir miydi? Ne? | Open Subtitles | مديرها السابق، هل كان في مجال الاستعراض؟ |
Sen de patronuyla bir şeyler yapmak istiyorsun, ki bu da o kaliteli sarı deriyi boşa harcamak demektir, Odell. | Open Subtitles | والآن تريد إدارة شيء مع مديرها الذي سيكون مضيعةً لبشرتك الصفراء |
patronunun aldığı bir bilgisayardı ve içinde değerli bilgiler var diyelim. | Open Subtitles | زُوّدَت به من قِبل مديرها ودعنا فقط نقول بأنها معلومات حساسة |
Yönetmeni ortalıktan kayboldu kaybolalı kadını gören yok. | Open Subtitles | لم يراها احد منذ أختفاء مديرها. |
Basınla konuşurken, menajerisin. | Open Subtitles | عندما تتعامل مع الصحافة تكون مديرها |
- patronu bana sol kulağının pek iyi duymadığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني مديرها بإنها لا تسمع جيداً بأذنها اليسرى. |
Eğer onun patronu olmasaydım ve o evli olmasaydı bambaşka bir konuşma olurdu ama beni aramamakta haklı ve mesele yapmıyorum. | Open Subtitles | اذا لم اكن مديرها ولم تكن متزوجة كنا سنخوض محادثة مختلفه وكانت محقة ، عندما لم تتصل بي |
O yüzden sanırım yobaz patronu ona yardım etmeyi reddedince... | Open Subtitles | اعتقد ان اضطرابها ركل عندما مديرها المتعصب |
Bana patronu tarafından cinsel saldırıya uğradığını söylemişti. | Open Subtitles | قالت لي بأنها تعرضت للتحرش الجنسي من قِبل مديرها |
Ama, George, tahmin et patronu kim? | Open Subtitles | ولكن احزر من يكون مديرها. |
patronu bizim arkadaşımız. | Open Subtitles | كما أن مديرها صديق لنا |
Menajeri evlilik eşitliği konusunda masaya herhangi bir uzmanlık getiriyor mu? | Open Subtitles | هل لدى مديرها خبرة في قضية المساواة بالزواج؟ |
Sonra Menajeri, "Kızlar ortalıkta profesyonel avukat ve doktor dahil bu şeyle işini yapabilen birçok insan var," gibi bir şey söyledi. | Open Subtitles | ثم قال مديرها شيئاً مثل بنات، هناك العديد من المحترفين محاميين، اطباء كل انواع البشر |
Menajeri burada bulabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | . مديرها قال أنني قد أجدها هنا |
Şu onun Menajeri, William Robinson'du. | Open Subtitles | ذلك كان مديرها وليام روبنسون |
- patronuyla çıkmasının ona doğru gelmediğini söyledi. | Open Subtitles | قائلة أنها لا تشعر بأنه تفعل شيئا صحيحا بالخروج في موعد مع مديرها |
Tanrım, Farrah'a göz kulak ol, Bugün patronuyla hava durumu haberlerini sunmak konusunda konuştu. | Open Subtitles | يا إلهي، كن مع فرح اليوم حين تحاول إقناع مديرها بالانتقال من نشرة الطقس إلى قسم الأخبار، |
Annem ve babam bu kadar insanın önünde bana bağıramaz, özellikle patronunun yanında. | Open Subtitles | أبي وأمي لن يصرخا في وجهي أمام كل هؤلاء الناس خصوصا أمام مديرها |
Bu tam da Robin'in , kimsenin hatta patronunun bile Metro News One'ı seyretmediğini farkettiği andı. | Open Subtitles | عندها تأكدت روبن انه لا احد ولا حتى مديرها يشاهد ميترو نيوز ون |
Yönetmeni ortalıktan kayboldu kaybolalı kadını gören yok. | Open Subtitles | لم يراها احد منذ أختفاء مديرها. |
Onunla aşk yaşarken menajerisin. | Open Subtitles | و عندما تمارس الحب الناعم معها تكون مديرها -حسناً |