"مدينًا" - Translation from Arabic to Turkish

• borçlu
• borcum
• borçluydu
• borçluymuş

Çok şeyi feda ediyorum, belki de- Belki de evrenin bana borçlu olduğunu hissetmişimdir.
إنّي أُبذل الكثير، لذا لعلّي ظننتُ العالم مدينًا لي بواحدة

Bu yaptığın şey için sonsuza dek sana borçlu kalacağım.
إنّك بما فعلته، سأظل مدينًا لك إلى الأبد.

İçinizden birisi, sonsuza kadar ona borçlu olacağımı bilerek beni bıraksa?
ماذا إن كان بيد أحكم إطلاق سراحي علمًا بأنّي سأظلّ مدينًا له للأبد؟

Denedim ama hâlâ bir geyik borcum var sana.
حاولت، لكنّي ما زلت مدينًا لك بأيل.

Bunu bana borçluydu.
كان مدينًا لي بذلك.

Daha da önemlisi o kasinoların sahibi olan insanlara borçluymuş.
الأهمّ أنّه كان مدينًا للبشر الذين يديرون تلك الملاهي.

Ama bir şekilde hedefini gerçekleştirir ve geri dönersen bana borçlu olacaksın, değil mi?
لكن إن حققت أهدافك وعدت بطريقة ما ستكون مدينًا لي، أليس كذلك؟

Aslında sen sonsuza kadar borçlu kalacağım inanılmaz cömert bir dostsun.
صديقة غامرة الكرم والتي سأظل مدينًا لها ما حييت.

Yaptığın şey için sana borçlu değilim ama asla unutmayacağımı bilmelisin.
مهلًا، لست مدينًا لك على ما فعلته ولكن يجب أن تعرف، أنني لن أنسى ذلك أبدًا

Tüm bunları sana borçlu olduğumu.. ..hissetmem için mi anlatıyorsun?
هل ذكّرتني بكل ذلك آملًا أن أشعر بكوني مدينًا لك بشيء؟

Kendisine borçlu olduğu belli çıkar çatışmalarıyla, çok para,
على يد عصابة لها مصلحة والتي كان مدينًا لها بالمال الكثير من المال

Bana hiçbir şey borçlu olmadığını biliyorum ama gerçekten yardıma ihtiyacım var.
أعلم أنّك لست مدينًا لي بشيء، لكنّي بحاجة ماسّة لعونك.

Kendini sana çok borçlu hissettiğini söyledi.
قال إنه كان مدينًا لك دينًا عظيمًا.

Smeadlılara iyilik borçlu olmamayı tercih ederim.
كنت أفضل ألا أكون مدينًا لـ(سميدون) بأية خدمات

Bana hiçbir şey borçlu değilsiniz, Bay Mascarenhas.
(لستَ مدينًا لي بأي شيء يا سيد (ماسكريناس

- Siktir lan, sana bir borcum yok benim.
اذهب وضاجع نفسك لست مدينًا لك بشيء

Onları seveceksin. Yalnızca bir yemek. Sana borcum olsun.
إنّه عشاء، سأكون مدينًا لك.

Çünkü sana borcum olur.
لأنني سأكون مدينًا لك

Bana borçluydu.
كان مدينًا لي.

Daha da önemlisi o kasinoların sahibi olan insanlara borçluymuş.
"الأهم أنّه كان مدينًا للبشر الذين يديرونها"