bana borçlusun. On bin euro. Ve o parayı istiyorum. | Open Subtitles | أنت مدين لي ب عشرة الآف وأنا أريد هذه النقود |
Bir keresinde hayatını kurtarmıştım. bana borçlusun. Bir hayat borçlusun. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتك ذات مرة، وأنت تدين لي بذلك أذاً أنت مدين لي بحياه |
Kim ona bir şey sorsa o da aynısını diyecektir. bana borçlu. | Open Subtitles | و هذا تماماً ما سيقوله اذا سأله أحد , فهو مدين لي |
Umarım kızınıza yardım ettiğim için kendinizi bana borçlu hissetmiyorsunuzdur. | Open Subtitles | آمل أن لا تظن أنك مدين لي لقاء مساعدتي لابنتك. |
Daha da önemlisi berbat bir kart oyuncusu. Bana borcu var. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، فهو رديء لاعب بطاقة . انه مدين لي. |
Bana trendeki olaylar ve eşinle olan olaylar yüzünden iki borcun var. | Open Subtitles | مرة في القطار, مرة في منزلك مع الطفله انت مدين لي مرتين |
Hem artık bana borçlusun, seni öldürebilirdim ama öldürmedim. | Open Subtitles | سيكون أكثر ذكاءً على أية حال.. أنت مدين لي بشيء كان بوسعي قتلك، و لم أفعل من الآن فصاعداً، لدينا حساب نسويه |
Tamam, gidelim. Hey... bana borçlusun, unutma. | Open Subtitles | حسناً، هيا بنا، لعلمك، أنت مدين لي بخدمة |
bana borçlusun. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة يا رفيقي أنت مدين لي ببعض المال |
Seni tam 6 yıl taşıdım. bana borçlusun, Joe. | Open Subtitles | لقد حملتك لخمسة سنوات أنت مدين لي يا جـــو |
Gelsen iyi edersin. bana borçlusun. Ne de olsa senin için ilktim. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تحضر ، أنت مدين لي بعد كل ، لقد كنت الأولى بالنسبة إليك |
Birçok iyiliğimi düşünürsek bunu bana borçlusun. | Open Subtitles | اعتبر هذا من بين الخدمات التي أنت مدين لي بها. |
Fazladan ödediğim para için bana borçlu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | لذا أعتقد بأنك مدين لي بالأجر الإضافي الذي سأدفعه |
BuII bana borçlu. Ona vuruşlarında yardımcı oldum. | Open Subtitles | الرجل مدين لي بخدمة، ساعدته في تحسين ضربته. |
Ben buraya terimi döktüm, o bana borçlu. | Open Subtitles | لقد بذلك من الجهد و العرق الكثير و هو مدين لي |
Trudy öldüğünde yanında olduğum için bana borçlu hissediyor. | Open Subtitles | هو يظن بانه مدين لي عندما واسيته ايام وفاة ترودي |
Bu siteyi yöneten sapığın Bana borcu olması iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أن المنحرف الذي يدير هذا الموقع مدين لي |
116. bölgede bir dirençle karşılaşırsan teğmenlerinin Bana borcu olduğunu hatırlat yeter. | Open Subtitles | إذا قابلتي أي معوقات في 116 فذكريّ ملازمهم أنه مدين لي بخدمة |
Keşke sana 1 00 dolar borcun var diyebilseydim, ama yok. | Open Subtitles | اتمنى لو انك مدين لي بمائة دولار ، ولكن هذا لم يحدث |
Öyle. Bu paradan bana borcun olan 20$'ı da çıkarsak sana tam 160$ kalır. | Open Subtitles | اقتطع عشرين دولارا مدين لي بها من هذ المبلغ الجيد |
Bay Popesku, herhalde söylemem gereksiz, bana borçlusunuz. | Open Subtitles | لا داعي لإخبارك يا سيد بوبيسكو انك مدين لي |
Bana 22 bin papel, artı dokuz yıllık faiz borcu var. | Open Subtitles | إنّه مدين لي بـ 22 ألفاً بالإضافة إلى فوائد تسع سنوات |
Görünüşe göre sana bir geceliğine tek başına bulaşık yıkama borcum var. | Open Subtitles | وأنت مدين لي بواجب ترتيب الفراش لأربعة أيّام، |
Bana şu aptal solucan tarlan için 40 dolar borçluydun. | Open Subtitles | وانت مدين لي بـ40 دولار عندما كنت في تلك المزرعة الغبية |
Benim için çalışan adamlardan biri içeride Bana borcu olan birini döverken, bir genelevin önünde bekliyordum. | Open Subtitles | في بيت الدعارة، في حين أن الرجل يعمل بالنسبة لي... ... وقد ضرب الرجل الذي مدين لي المال. |
10 saniyelik bir araba* için bahse girdin, 10 saniyelik bir araba borçlusun bana. | Open Subtitles | أنت راهن سيارة 10 ثانية، أنت مدين لي سيارة 10 ثانية. |