Harita yok. Gidecek bir yön ve telsiz yok. Sen onu buldun. | Open Subtitles | من دون خريطة أو إحداثيّات أو مذياع وتتمكني من إيجاده. |
telsiz ve kulaklıkta olmalı tabi. Yüce Tanrım. | Open Subtitles | ـ مذياع وسماعات أذن وما شابة ـ أوه، يا إلهي |
Çünkü kimse radyosu olduğunu kabul edecek kadar aptal olmaz. | Open Subtitles | لانه لا احد يملك مذياع ويكون غبي بما فيه الكفايه ويعترف |
Otuz milyon insanın evinde radyosu var. | Open Subtitles | ثلاثون مليون شخص يملكون مذياع في هذه البلاد. |
Uçak telsizi bir sayı istasyonu frekansına ayarlanmış. | Open Subtitles | يبدو أنّ مذياع الطائر حوّل إلى نفس تردّد البثّ الثاني للأعداد |
..ya da eski gömleği, duş radyosunu veya yeni bir hediye açabilirsin. | Open Subtitles | القميص القديم أو مذياع الدش أو تختار هدية جديدة |
Olay şu, odasına bir mikrofon koyacağız. Belki bir kaç fiber-optik kablo. | Open Subtitles | تقضي الخطّة بوضع مذياع قابل للتحكّم عن بعد في المكتب وربما حتى بعض بصريات الألياف |
Herşeyi alabilirsin.Bir telsiz alıp doğrudan bize rapor verebilirsin. | Open Subtitles | ستحصل على مذياع ، وترسل إلينا كل ما تستطيع معرفته |
Pekâlâ, çantaların birinde telsiz olacaktı. | Open Subtitles | حسناً , هناك مذياع بإحدى تلك الحقائب |
Hemen şurada çok iyi bir telsiz var. | Open Subtitles | أجل، بعقد الصّفقة هناك... يوجد مذياع مؤهّل للغاية لالتقاط تردّدين |
Başında da Hermann isimli çok daha iyi bir telsiz operatörü var. | Open Subtitles | ويجلس خلفه عامل مذياع أكثر من بارع يُدعى... |
Sadece dedenin eski radyosu haric | Open Subtitles | مذياع أبي القديم هو الوحيد الذي أعجز عن إصلاحه |
Bir radyosu olduğunu sanmıyorum, hayır. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن لديه مذياع في غرفته وهو مصاب بالخرف؟ |
Gestapo, krepçinin radyosu olduğunu öğrenince ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحصل لو عرف " قاستابو " انه " جاكوب " لديه مذياع |
Artık daha fazla kaza olmayacak, başka melek telsizi de. | Open Subtitles | لكن الآن لن يكون هناك المزيد من الحوادث لا مزيد من التحدث على مذياع الملائكة |
Robbienin telsizi yok, dolayısıyla frekansı da yok, o yüzden burayı aramadı. | Open Subtitles | روبي ليس لديه مذياع إذن ليس لدية مقبض إذن هو لم يتصل بهنا |
Arabanın radyosunu, polis telsizini alacak şekilde ayarlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني جعل مذياع السيارة يلتقط اشارة الشرطة |
Elimizde ne bir mikrofon, ne de bir ses düzeni var! | Open Subtitles | ليس لديها مذياع اصلا ولا مهندس صوتيات |
Lütfen. Radyon olduğunu duydum. Görmeyi çok isterim. | Open Subtitles | ارجوك لقد سمعت انك تملك مذياع اريد ان اراه |
Yakıt tasarrufu, hava yastığı, radyolu teyp.. | Open Subtitles | استهلاك ممتاز للوقود .. أكياس هواء و مذياع كاسيت |
Sadece al şu boktan gitarını radyonun yanındaki sandığa koy karate kıyafetlerinin ve sirk bisikletinin hemen yanına... ..sonra da gel içeri tv seyredelim. | Open Subtitles | ألقِ بذلك الغيتار في الخزانة، بجانب مذياع الموجات القصيرة، زي الكاراتيه، دراجتك الأحادية، |
Çok güzel bir şarkıyı bozuk bir radyodan dinlemek gibi ve bu radyoyu evin etrafında tutman senin güzelliğin. | TED | فتشبه سماع أغنية جميلة من مذياع قديم محطم. ومن الجميل منك أن يبقى المذياع في المنزل. |
Anlaştık mı? mikrofonu yok ama sizi duyabiliyor. | Open Subtitles | إنه ليس لديه مذياع ولكنه يستطيع سماعك |
Küçükken arka bahçede oturur ve babamın telsizinden Mars'tan gelen radyo sinyallerini yakalamaya çalışırdım. | Open Subtitles | أنا أيضا كنت أجلس في الفناء الخلفي وأحاول إلتقاط الإشارات المريخية بواسطة مذياع أبي |
radyo dalgaları sayesinde onu buraya kadar takip ettik. | Open Subtitles | عبر إستخدام مذياع الإحداثيات، تتبعناه إلى هذه النقطة بالتحديد |