Yine de bana mail atıp filmin bir kopyasının evinin garajında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنّه أرسل رسالة إلكترونية للتو يخبرني أنّه يملك نسخة من الفيلم في مرآبه. |
Erik ve ben buna başladığımızda hiç paramız yoktu, bunları garajında yapıyorduk. | TED | عندما بدأنا أنا وإريك بهذا، لم نكن نملك المال، لقد بنينا هذه الاختراعات في مرآبه. |
garajında, üzerine benzin döküp, kibrit yakıyor olsa bile umurumda değil. | Open Subtitles | أو أنه جالس في مرآبه منقوع في عيدان الثقاب وهي مشتعله لا أبالي |
Son adamın kafasına garaj kapısı düşmüş. | Open Subtitles | وموتهم كان بشكل بشع.. أخرهم تم قطع رأسه بواسطة باب مرآبه |
Bill Ross, garajının eşyalarımız ile Dolması konusunda ne düşünüyor? | Open Subtitles | أما زال (بيل روس) لايمانع بتخزين أغراضنا في مرآبه |
Matematiğe ve kimyaya bayılan öğleden sonraları garajda deney yapmayı eğlenceli bulan bir çocuktum. | Open Subtitles | فتىً أحب الرياضيات والكيمياء وفكرته عن الاستمتاع بفترة الظهيرة كانت بإجراء التجارب في مرآبه |
Dr. Collier size garajını yabancılara açmanız için izni verdi mi? | Open Subtitles | هل أعطاك الدّكتور كولير الإذن لفتح مرآبه إلى الغرباء؟ |
Motosiklet onun garajında parçalarına ayrılmış. | Open Subtitles | كانت الدراجة النارية مفككة إلى مليون قطعة في مرآبه |
garajında çalışan arabanın içinde kendini boğmaya çalışmış. | Open Subtitles | شاب حاول قتل نفسه بسيارة محركها يعمل وموجودة في مرآبه |
Sonra evine gitmiş ve garajında karbon monoksit uykusu çekmiş. | Open Subtitles | ثم ذهب إلى البيت وتوفي مسموما بأول أكسيد الكربون في مرآبه |
Sonra evine gitmiş ve garajında karbon monoksit uykusu çekmiş. | Open Subtitles | ثم ذهب إلى البيت وتوفي مسموما بأول أكسيد الكربون في مرآبه |
garajında kurduğu şirket şu anda dünyanın en önde gelen güvenlik yazılımı şirketi oldu. | Open Subtitles | ما بدأ كعمل صغير في مرآبه قد كبر الآن ليكون أفضل شركة برامج أمنيّة في العالم أجمع. |
Bunları beş sene önce garajında yapmaya başladık. Bunun dünyanın her yerinden bu yerlere herkesin erişme imkânı olması gerektiğine inanan binlerce insan topluluğunun içinde büyüdüğünü gördük. | TED | بدأنا ببناء هذه في مرآبه قبل خمسة أعوام، وشاهدنا هذا العمل يكبر داخل هذا المجتمع المكون من آلاف البشر حول العالم، الذين يعتقدون بحق الجميع للوصول إلى هذه الأماكن. |
Diğer bir yanıt, garajında yalnız başına çalışan değişik bisikletlerle çalıştıktan sonra hafif bir bisiklet ile ortaya çıktı. | TED | اجابة أخرى ممكن أن تكون , حسنا , أنها جاءت من مصدر عبقري فردي يعمل في مرآبه الخاص، و الذي عمل لفترة في أنواع مختلفة من الدراجات , توصل إلى دراجة من الهواء الخفيف |
Son adamın kafasına garaj kapısı düşmüş. | Open Subtitles | وموتهم كان بشكل بشع.. أخرهم تم قطع رأسه بواسطة باب مرآبه |
Marlon Ohio'da bölge başsavcısı, bu sabah garaj yolunda zehirlendi. | Open Subtitles | تعرض للتسمم من العدم في ممر مرآبه هذا الصباح. |
Gene eski filmleri garaj kapısına yansıtarak izlemeyi severdi. | Open Subtitles | إعتاد (جين) على عرض أفلامه القديمة على باب مرآبه |
garajının üstündeki bir odada Yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش في غرفة فوق مرآبه |
Telefon et, buraya getir, ya da garajının önüne kamp kur. | Open Subtitles | وإجلبه لهنا أو خيّم عند مرآبه |
garajının kirişine kazınmıştı. | Open Subtitles | هذا قد نحت على عامود في مرآبه |
Paraya ihtiyacı var. Bir kaç aydır garajda işler iyi gitmiyor. | Open Subtitles | إنّه بحاجة للعمل، فقد كان الوضع بطيئاً في مرآبه خلال الأشهر الماضية. |
Yastığına sıçıp garajını yakacağım. | Open Subtitles | أقضي حاجتي في وسادته وأحرق مرآبه |