Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler bulmaya çalışırken hiç kimsenin, hem de hiç birimizin daha önce böyle bir krizle uğraşmadığını farkettim. | TED | في بروكسل عندما حاولنا بشدة مراراً وتكراراً أن نوجد حلولاً مشتركة أدركت أن لا أحد منا قد تعامل من قبل مع أزمة مماثلة |
Loisfoeribariye?" Kelimeyi sesli okumayı deniyorum tekrar tekrar. | TED | أحاول مراراً وتكراراً أن أقرأ الكلمة بصوت عال. |
- tekrar söylüyorum, öyle bir şey yok. | Open Subtitles | أخبرتك مراراً وتكراراً أن هذا لم يحدث |
Daha da önemlisi, çocuklarla konuştuğunuzda, onlarla televizyonda röportaj yapılırken, hatta Mr. Pai yokken bile tekrar tekrar sınıfta öğrenmelerine yardımcı olan; öğrenmenin eğlenceli ve çok oyunculu olduğunu söylediler. | TED | والأهم من ذلك، عندما تتحدث إلى الأطفال وعند القيام بمقابلات تلفزيونية معهم حتى لو كانت بعيداً عن السيد باي يرددون مراراً وتكراراً أن أمرين ساعدوهما بالتعلم في الصف التعلم أمر ممتع، والتعلم أمر جماعي. |
120 farklı çalışmaların yapıldığı Oxford'da da bir araştırma yapıldı; desteklenebilir etkilerini ve ekonomik sonuçlarını inceleyerek, ve tekrar zaman, zaman ve zaman buldular. Şirketler şu çeşit önemli şeyleri önemsediler; aslında işletim verimliliği açısından daha iyi olan, sermayenin düşük fiyatı ve stok fiyatlarında daha iyi performans. | TED | قامت جامعة أكسفورد أيضا بدراسة بحثية حيث قامت بفحص 120 دراسة مختلفة بحثا عن تأثير النتائج المستمرة والنتائج الاقتصادية، ووجدوا مراراً وتكراراً أن الشركات تهتم بهذه الأنواع من الأمور الهامة وفي الواقع لديها أفضل الكفاءات التشغيلية، وانخفاض في تكاليف رأس المال وتحسين الأداء في أسعار أسهمها. |
Ve bunu sadece eğlenceli olduğu için değil -- gerçekten çok eğlenceli olsa dahi -- ama aynı zamanda araştırmalarımızın tekrar tekrar, eğlence ve oyunun insan hayatı üzerinde çok büyük etkisi olduğunu mesela politik inançları ve sağlıkları üzerinde etkisi olduğunu gösterdiği için yapıyorum. | TED | وأقوم بذلك ، ليس لمجرد أنه شئ ممتع -- ولكنه في الواقع، ممتع جداً -- ولكن أيضاً لان أبحاثنا أظهرت مراراً وتكراراً أن الترفيه واللعب لديهم تأثير كبير على حياة الناس -- على سبيل المثال، على معتقداتهم السياسية وعلى صحتهم. |