"مرحلة ما" - Translation from Arabic to Turkish

    • noktada
        
    • ara
        
    • yerde
        
    • noktadan
        
    • noktasında
        
    • süre sonra
        
    • öncesi
        
    Bir noktada, değerlendirme formuna insanlara kendilerini yüzde 1 gey ile yüzde 100 gey arasında konumlandırmalarını isteyen bir soru koydum TED في مرحلة ما اضفت سؤال الي استمارة السماح بالنشر انني سالت الناس لتقيّم نفسها من واحد الي مئة في المئة مثلي
    Elbet bir noktada, aynaya konuşmak istiyorum diye bağırmaya başlayacaktır. Open Subtitles في مرحلة ما سيصيح خلال الزجاج أنه يُريد أن يتكلّم
    Bir yolda bir noktada bu duvarları kutsal hale getiren amacımızı gözden kaçırdık. Open Subtitles والآن، وفي مرحلة ما في الطريق ضللنا .هدفنا لما يضفي حرمة لهذه الجدران
    Gece bir ara bir armadillo yanıma sokulup bana arkadan sarıldı. Open Subtitles وخلال مرحلة ما خلال الليل، حيوان مدرع زحف لداخل الحفرة وضربني
    Veri, beli bir yerde, oradan başka bir aygıta taşınmış. Open Subtitles في مرحلة ما كان تحميل تشغيله منه إلى جهاز آخر.
    Çünkü belli bir noktadan sonra bütün bunları finanse eden öğrenci kredilerini kendin ödemek zorunda kalacaksın. Open Subtitles في مرحلة ما لديك لسداد القروض لتمويل كل هذا. لن يكون هناك البراغماتية الليلة.
    Birçoğumuz hayatımızın bir noktasında iş yerinde taciz ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. TED كما ترون، تقريباً كلنا، في مرحلة ما من حياتنا، تعرضنا للتحرش أو التمييز في بيئة عملنا.
    Bir süre sonra, biri kirişi kırıp kapağı açar ve herkes boğulur. Open Subtitles في مرحلة ما شخص سيرتعب، يفتح الكوة، ويقتل الجميع
    Ama bir noktada John Ruth'a pusu kurup Daisy'yi kurtarma niyetindeydiniz. Open Subtitles في مرحلة ما كنتم تنوون قتل جون روث و تحررون دايزي
    Ama bir noktada, ilişkiniz daha samimi bir hal aldı. Open Subtitles و لكن في مرحلة ما ، العلاقة تطورت لتصبح حميمية.
    gezegen ısınmakla kalmayacak, bir noktada o kadar ısınacak ki, okyanuslar tamamen buharlaşacak. TED لن يكون فقط ساخن لكن في مرحلة ما سيكون ساخن جداً حتي المحيطات سوف تتبخر.
    60 saatlik kuşatma sırasında bir noktada teröristler odadan odaya giderek ek kurbanlar bulmaya çalışıyorlardı. TED في مرحلة ما خلال الحصار الذي استمر 60 ساعة، كان الإرهابيون ينتقلون من غرفة إلى أخرى بحثاً عن ضحايا جدد.
    Biliyorsunuz, bir noktada gerçekten çok dokunaklı oldu. TED اصبح الأمر، كما تعلمون، في مرحلة ما ضخم جدًا جدًأ.
    Bir noktada, gerçek hayatta tanıştık ve arkadaş olduk. TED في مرحلة ما تقابلنا في أرض الواقع، و أصبحنا أصدقاء.
    Fakat bir noktada daha büyük hayvanlar avlayabilmek için biraraya geldiler. TED ولكن في مرحلة ما قاموا بالتّجمع معا لإصطياد فريسة أكبر.
    Ancak umuyorum ki konuşmada bir noktada tuşa bastık ve anladınız. TED ولكن أتمنى أننا وفي مرحلة ما تمكنا من التزامن واستطعتم فهم ما أقول.
    Ancak bir noktada hepimiz bir şekilde insanların önünde konuşmak zorunda kalmışızdır, bu nedenle, bu korkuyla başa çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. TED لكن في مرحلة ما كلنا يحتاج إلى التواصل أمام حشد من الناس لذا عليك أن تتغلب على هذه الرهبة.
    Diyorum ki, bir ara bir şeyler giyip, ağzımızı yemek için kullanmamız gerekebilir. Open Subtitles أنا فقط أقول . في مرحلة ما ربما يجب أن نرتدي بعض الملابس
    Bir ara memesini bebeğin ağzından çekip sıktı ve biraz süt fışkırdı. Open Subtitles و في مرحلة ما أخرجت صدرها من فم الطفل و قامت بعصره , و تدفق منه بعض الحليب
    İşte, tüm okyanuslarımız buharlaşıp yok oluyor ve ısı artmaya devam ettikçe, belli bir yerde bütün gezegen eriyip gidecek. İşte gidiyor. TED الآن هنا محيطاتنا بأكملها تتبخر من السطح، بينما ترتفع السخونة في مرحلة ما الكوكب سوف ينصهر بأكمله . هاهو يذهب.
    Ama belki bilinçaltında bir yerde, sütyenimi çıkarmak istemiyor olabilir misin? Open Subtitles لكن هل فكرت في مرحلة ما بأنك لا تريد نزع حمالة صدري؟
    Bence belli bir noktadan sonra emzirmek tuhaf bir hal alıyor. Open Subtitles أظن أنه في مرحلة ما تصبح الرضاعة أمراً مخيفاً
    Hepimiz, hayatımızın bir noktasında, kontrolümüzü kaybetmemize neden olan kronik, ciddi bir hastalıkla karşılaşacağız. TED في مرحلة ما في حياتنا، سيعاني الجميع منا من مرض خطير مزمن يجعلنا نفقد السيطرة.
    Bir süre sonra beni, Yusef'i ve Antron'u konferans odasına aldılar. Open Subtitles و صلنا إلى مرحلة ما قاموا فيها بسحبي أنا و يوسف و أنترون إلى غرفة الإجتماعات
    Bağımsızlık öncesi Hindistan'da, mahkeme, bir Hindu idolü için tüzel kişi, bir cami için tüzel kişi kararı verdi. TED في مرحلة ما قبل استقلال الهند، عقدت محكمة أن المعبود الهندوسي كان شخصا اعتباريا، أن المسجد كان شخصا اعتباريا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more