Kahretsin , Şüpheli olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اللعنة, لقد اعتقدتُ أن المكان يبدو مريبًا هناك. |
Burada Şüpheli bir şeyler döndüğünü biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنّ هنالك شيئًا مريبًا يحدث هنا |
Belki sadece tek satır Şüpheli kod vardı. Kötü bir amacı olup olmadığından bile emin değilim. | Open Subtitles | لربما كان هناك سطرًا برمجيًا مريبًا ولست حتى متأكدًا ما إن كان له أي غرض شرير |
Bu pek şüphe çekici değil. | Open Subtitles | حسنًا، هذا ليس مريبًا.. |
Doktorlar birkaç test yaptı ve anladığım kadarıyla Şüpheli bir şey bulmuşlardı. | Open Subtitles | أجرى الأطباء بعض الفحوصات، وجليًّا أنّهم وجدوا شيئًا مريبًا. |
Kontrol, burası Rough Rider 404. Şüpheli bir nesneyle karşı karşıyayım. | Open Subtitles | إلى مركز القيادة، هنا "رَف ريدر.404"، أواجه شيئًا مريبًا. |
Tıpkı kocası gibi. Şüpheli görünüyor. | Open Subtitles | -مثل زوجها تمامًا، يبدو ذلك مريبًا |
Şüpheli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ظننتُ الأمرَ مريبًا. |
Rachel Murray'in ölümünün Şüpheli olduğunu saptamak bir hafta sürdü. | Open Subtitles | تحديد أنّ مقتل (رايتشيل موراي) كان مريبًا استغرق أسبوعًا. |
Şüpheli gözüküyor. | Open Subtitles | يبدو أمرًا مريبًا. |
Ofisinize Şüpheli bir paket ulaştı. | Open Subtitles | -ماذا؟ لمَ؟ -استقبل مكتبك طردًا مريبًا . |
Bu pek şüphe çekici değil. | Open Subtitles | حسنًا، هذا ليس مريبًا.. |