"مريحة" - Translation from Arabic to Turkish

• rahatlatıcı
• konforlu
• rahattır
• güzel
• uygun
• rahat
• hoş
• rahatsızlık
• rahatmış
• rahattı
• kolay
• rahatlar
• rahatlatıyor
• rahatsız edici

Bu durum sadece iş için iyi değil aynı zamanda rahatlatıcı.
"ليس فحسب أن بيئة العمل جيّدة" "إنها مريحة بعض الشيء أيضاً"

En azından, işe başlamadan önce rahatlatıcı bir tatil yaptık.
حسنا، على الأقل كان لدينا فترة مريحة ،أمامك الان البدأ بالعمل

Ben, sizinki gibi ilginç ve konforlu tekneleri çok severim, Ferguson. Christophe, bize gösterdi. Muhteşem.
يخت مثل يختكك تبدو مريحة جدا لقد اراه كرستوف لنا

Koltuklar rahattır. Ama isterseniz depoda yatak da var.
الأرائك مريحة ولكن هناك أسرة أطفال في المخزن إن راقت لكم

güzel bir akşam geçirip eve taksiyle dönmeye yetmez muhtemelen.
ربما ما لا يكفي لعشاء جيد وعودة مريحة بسيارة أجرة

Bu, eksik fakat uygun bir yaklaşımdır. Kas kütlesi, enzim seviyesi, genetik özellikler gibi diğer önemli etkenlere bakmak için zamanları yoktur.
إنها طريق غير واضحة ولكنها مريحة لأكثر العوامل أهمية، كالكتلة العضلية، مستوى الأنزيم، والصفات الوراثية، إن لم يكن لديهم الوقت للبحث عنها،

Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti.
و لكن كل ما أراده هو أن يعيش حياة مريحة مثل الأخرين.

Bir şeyler oluyor. Ailem için hoş olmayan şeyler.
بهض الاشياء التي حدثت غير مريحة جدا لعائلتي

Bütün bu aygıtlar oldukça... rahatsızlık verici gözüküyordu.
وانت سوف تعتقد ان كل هذه العملية غير مريحة على أقل تقدير

Aranızdaki bu sıkı bağın tam anlamıyla rahatlatıcı olmadığı hissine kapılıyorum.
ينتابني شعورٌ أنَّ العلاقة القويّة ليست مريحة كليّاً

Sana rahatlatıcı bir yalan önersem, onu alır başıma kakarsın.
وإن عرضتُ عليكَ كذبةً مريحة فستلقي بها على رأسي

Sebeplerden biri merkezde olmanın rahatlatıcı bir şey olmasıdır.
حسنا لأنها فكرة مريحة أن نعيش في مركز الكون

Bu kanepe çok sert, Ayrıca konforlu da değil. Hadi yatağa gidelim.
الصوفى ليست مريحة هل نذهب إلى السرير الأن

Bu insanlar için koşullar hiç te konforlu değildi fakat Komünistlerden uzakta olmaktan mutluydular.
فيلم إخباري أمريكي مارس 1953 الظروف ليست مريحة لهؤلاء الناس لكنهم سعداء كونهم بعيدون عن قبضة السوفيت

Gördüğün gibi oda küçük ama çok rahattır, iyi ışık alır.
الغرفة صغيرة لكنها مريحة جدا اضاءة جيدة جدا

Taş ve sopa kemiklerimi kırabilir ama çubuk sandalyeler rahattır.
العصي والأحجار قد تكسر عظامي أم الكراسي على العصي فهي مريحة

İkinci olarak, gerçekten güzel bir şekilde dengeli duruyor -- iyi hissettiriyor.
ثانية، إنها حقا رائعة التوازن مريحة في الحمل

bu konuda da bir hikaye oluşturmaya çalışacağım ve petrol bunun için uygun bir başlama noktası.
سأحاول جعلها قصة تدور حول الطاقة، والنفط هو نقطة بداية مريحة.

Bu mağazaların ortak noktası rahat bir alışveriş ortamı sağlamaları.
شيء واحد تجتمع عليه تلك المتاجر وهي بيئة مريحة للتسوّق

Buraya getirilişinizde karşılaştığınız hoş olmayan yollar için hepinizden özür diliyorum.
أعتذر عن الظروف الغير مريحة التي تمرون بها والتي قادتكم إلى هنا

Her kuşkulu bağlantı amirlere bildirilmek zorundadır, ...bu da rahatsızlık veren sorular ve saatlerce süren evrak işleri demektir.
اى جهة أتصال مشكوك بها , لا بد من اخبار الرؤساء بها عملية تتضمن ساعات من الاعمال الورقيه , واسئلة غير مريحة

Çok kolay ve rahatmış gibi görünür ve sadece bir nefeslik iş gibi gelir.
و تبدو بسيطة و مريحة الأمر فقط كأنك تأخذ نفساً اخر

Washington'da Cumhuriyetçi William H Taft... başkandı ve hayat rahattı.
في واشنطن،وليام هاورد تيفت الذي يزن 300 باوند، كان رئيساً من الجمهوريين المتعصبين وكانت الحياة مريحة

Çok rahatlar ve destekleyiciler.
إنها مريحة جداً، و تعطيني قوة الإجتذاب.

Dürüstlüğün beni rahatlatıyor.
أمانتكِ مريحة جداً

İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi olarak düşünürsek bu bize çok rahatsız edici gelecektir.
وعندما نفكر بالعلاقات البشرية في طريقة المعاملات في الاساس غير مريحة لنا كـبشر