Ona silah çektiğini söyleyen bir kadından rahatsız edici bir telefon aldım. | Open Subtitles | تعرضت لمكالمة مزعجة من امرأة تقول بأنك سحبت عليها المسدس |
Detay vermedi ama davalarından birinde rahatsız edici telefonlar aldığını söyledi. | Open Subtitles | لم يقل .. لكنه تلقى إتصالات مزعجة من شخص متورط بأحدى قضاياه |
Her biri randevulaşmış. Her biri isimsiz bir profilden rahatsız edici mesajlar almış ve her biri ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | و خرج في موعد و تلقى رسائل مزعجة من حساب مجهول و اختفى |
Her bir incinin içinde, rahatsız edici tek bir kum taneciği vardır. | Open Subtitles | داخل كلّ لؤلؤة يوجد حبّة واحدة مزعجة من الرمال. |
Korkarım doğudan rahatsız edici haberler getirdim. | Open Subtitles | لقد اتيتكم بانباء مزعجة من الشرق. |
Korkarım doğudan rahatsız edici haberler getirdim. | Open Subtitles | لقد اتيتكم بانباء مزعجة من الشرق. |
Paris Polisinden rahatsız edici bir telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة هاتفية مزعجة من شرطة باريس |
Lily ile az önce en rahatsız edici telefon konuşmasını yaptık. | Open Subtitles | (لقد تلقيت للتو أكثر مكالمة مزعجة من (ليلى |
Harvard'daki davranışlarına dair rahatsız edici şeyler duydum, Charles. | Open Subtitles | سمعت عنك تقارير مزعجة من سلوكك في "هارفورد" (تشارلز) |
Gaius, çevre köylerden rahatsız edici bir dedikodu duyduk. | Open Subtitles | (جايوس) هناك اشاعات مزعجة من القرى النائية |