Üstelik kanser, sözde kasılmaların veya diğer sözde belirtilerin sebebini açıklamaz. | Open Subtitles | و السرطان لا يتناسب مع الرعشة المزعومة أو أي أعراض أخدرى مزعومة |
İnanıyorum ama bugüne kadarki çalışmalarımdan dolayı, 20 dakikalık sözde bir kahramanlıktan dolayı değil. | Open Subtitles | أناأؤمنبذلك, لكنبسببالخدماتالتيفعلتها, و ليس 20 دقيقة من بطولة مزعومة |
Yaptığım her röportaj ve rapor sözde aktiviteler içeriyor. | Open Subtitles | في كل مقالة أو مقابلة، أستخدم عبارة "نشاطات مزعومة". |
Ki kardeşi Leo ile sözümona bir intihar anlaşması yaptıktan sonra silahla ölmüştü. | Open Subtitles | الذي مات بطلقة نارية بعد تقديم وثيقة انتحار مزعومة مع ليو |
Müvekkillerimizden biri, Omar Risha sözümona terör bağlantısı nedeniyle gözaltında. | Open Subtitles | أحد مُوكّلينا... (عمر ريشا)... -يتمّ احتجازه بصلات مزعومة بالإرهاب . |
Fargo'daki bu organize suç işiyle sözde bir bağlantısı olduğunu düşündük hep. | Open Subtitles | ودائمًا ما اعتقدنا أنه تربطه علاقات مزعومة مع منظمات إجرامية "هذه العملية خارج "فارجو |
Bay Stearn'ın bu tedavi sürecinin, sözde içerden bilgi almasıyla ilgili olduğuna dair hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لم يكن يدرك السيد (ستيرن) بأنّ هناك أي رابط بين الرعاية الطبية وأي معلومات داخلية مزعومة |
sözde soykırım. | Open Subtitles | حالات إبادة مزعومة |
sözde sabıka kaydı. | Open Subtitles | -صفحة راب مزعومة |
"sözde DENEYLER SUİSTİMAL EDİYOR" | Open Subtitles | "تجارب مزعومة, إساءة " |
sözde şans. Ona inanıyorum Damon. | Open Subtitles | فرصة مزعومة |