Dolabı açtığım anda sahte köpek kakası düştü ve uzun süredir gülmediğim kadar güldüm. | Open Subtitles | أتعلم، في اللحظة التي فتحت بها الخزانة وقعت لعبةٌ مزيفة على شكل فضلات الكلب و قمت بالضحك، كما لم اضحك منذ وقت طويل |
Orası çok bunaltıcıydı çünkü camların arkasına sahte manzaralar koymuşlardı. | Open Subtitles | لقد كان مكاناُ مملاً لقد وضعوا في الحقيقه خلفيات مزيفة على النوافذ |
Benim teklifim, bir vücuda sahte belgeler yerleştirmek, denize bırakmak, kıyıya sahte bilgilerle ulaştırmak, | Open Subtitles | أقترح أن نزرع وثائق مزيفة على جثة ونرميها في البحر |
Ya da pantolonunda sahte sidik lekeleri olan bir serseri olarak gizli görevdedir. | Open Subtitles | أو عاد ليعمل متخفيا كمتشرد مع لطخات بول مزيفة على سرواله. |
Çünkü televizyonda ilişkimizin sahte olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | لأنك ستقول أنك تعلم أن علاقتنا مزيفة على التلفاز |
Bomba sahte olmalı. Umarım. | Open Subtitles | لابد أن القنبلة مزيفة على ما أتمنى |
Yok, sizde kalsın. Sonuçta sahte. | Open Subtitles | احتفظ بها انها مزيفة على كل حال |
Veya arabalarında sahte kimlik kartları? | Open Subtitles | أو يضعون لوحات قيادة مزيفة على سيارتهم؟ |
Hızlı bir şekilde sahte kimlik yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون بطاقات مزيفة على السريع. |
Kesinlikle sahte mal olmaz! | Open Subtitles | ! أنها ليست مواد مزيفة ! على الإطلاق |
Zaten sahte mücevherler. | Open Subtitles | إنها مجوهرات مزيفة على أي حال |
St logolu bir 1.6 litre eco boost motor, ST tekerlekler ve görünümü, konsoldaki sahte göstergeler. | Open Subtitles | محركها بسعة 1.6 لتر بتعزيزٍ صديقٍ للبيئة مع شعارات (أس تي) وعجلات وهيئة (أس تي) وعداداتٍ مزيفة على لوحة القيادة |