Yayın meseleleri var konuşmamız gereken. Galeriye git, ben kısa süre sonra geleceğim. | Open Subtitles | لدينا مسائل ملحّة لا بدّ أن نناقشها، اذهب إلى المعرض وسأتبعك بعد قليل |
Genel konular ise, yasal konular ve kopya koruma hakları. | TED | و معظم المسائل هي قانونية و مسائل كسر حماية النسخ |
Aşk ve kadınlarla ilgili konularda günahın varlığını inkar etmiyorum. | Open Subtitles | في مسائل الحب و النساء لا أؤمن بوجود الإثم |
Biliyor musun, senin sorunları var, sana hiç bunu söyleyen oldu mu? | Open Subtitles | كما تعلمين , لديكِ مسائل وإهتمامات لم يخبرك بها أحد أبداً ؟ |
Şu anda riske giren sadece ekonomik meseleler değil, devlet meselesi de. | Open Subtitles | فالأمر لا يتعلق فقط بالأعمال التجارية المعرضة للخطر هنا، ولكن مسائل الدولة. |
mesele doktorların bu konuların önemini bilmemesi değil. | TED | وذلك ليس لأن الأطباء لا يعرفون أن تلك مسائل هامة |
Konoha'dan emin olamayacağım. Hokage veraseti konusunda problem yaşıyor gibiler. | Open Subtitles | لا أعرف بشأن كونوها يبدو وكأنه لديهم مسائل خلافة الهوكاجي |
Yiyecek ve su kıtlığı gibi sorunlar bireyler tarafından çözülemez. Bir şirket bile bunu başaramaz. Salt bir sektör bile. | TED | مسائل مثل الطعام أو الأمن المائي لا يمكن القيام بها بانفرادية، وحتى من خلال شركات بمفردها، ولا من خلال قطاعات منفردة، |
Kişiselleştirme muhtemelen en büyük avantajlarımızdan biri ve bize 30 yıllık bir problemi çözme potansiyeli sağlıyor. | TED | التخصيص هو ربما أحد أكبر الفرص هنا أيضاً، لأنه يقدم لنا الفرصة لحل مسائل عمرها 30 عاما |
Kriptografi sistemi, matematik problemleri temeline dayanır. | Open Subtitles | هذا يكون كيف على مبنى الانظمة تشفير معقدة رياضية مسائل |
Böyle söyleyince sanki... dinleyin ben bu hayalet meseleleri ya da siz her neyle uğraşıyorsanız, biraz şüpheliyim. | Open Subtitles | . . عندما تقوليها بصوت عالٍ هكذا إسمع , أنا لدي شكوك عن مسائل الأشباح هذه |
İşten ayrıldı çünkü ailesel meseleleri vardı. | Open Subtitles | وهو رحل فقط بسبب وجود مسائل عائلية ليحضرها |
Evet, paranın nasıl dağıtılacağı ile ilgili de bazı konular var ve bu hala yeniden kurgulanıyor. | TED | نعم, هناك مسائل حول كم من المال ينبغي صرفه وذلك ما زال يبحث فيه |
Böyle konularda büyük bir tecrübeye sahibim ve önemli bir mesele var diyorsam... | Open Subtitles | إن لي خبرة في هذه المسائل و لو أري أن هناك مسائل |
ve açlık gibi gerçekten büyük sorunları çözme hedefleri var ama açlıkla mücadele eden ulusal kuruluş ve aşevlerini desteklediğimiz kadar onları desteklemiyoruz. | TED | وهم يركزون على علاج مسائل ضخمة بحق، مثل الجوع، لكنهم لن يحصلوا على ذات الدعم الذي أعطيناه لمنظمات أممية لمكافحة الجوع وبنك الطعام. |
Elinin altında çok önemli meseleler var gibi duruyor. | Open Subtitles | فيبدو أن هناك مسائل مهمّة في أيديكم مسبقًا |
Ölüm ve kalım meselesi durumunda telgraf göndermenizi tavsiye ederim. | Open Subtitles | في مسائل الحياة ً أو الموت من الأفضل أن ترسلوا برقية |
Geçen yıl nihayet üniversite hazırlık seviyesinde baştan sona problem çözen bir sistem geliştirdik, tıpkı şunun gibi. | TED | السنة الماضية، نجحنا أخيرًا في تطوير نظام قام بحلّ مسائل مستوى المرحلة قبل الجامعية بالكامل، مثل هذه. |
Beklenmedik uluslararası sorunlar. | Open Subtitles | هناك مسائل دولية مفاجئة هكذا حالنا نحن الدبلوماسيون |
Ahlak dersinde biraz matematik problemi çözmem niye doğru olmasın ki? | Open Subtitles | لماذا لا يجوز لي دراسة بعض مسائل الرياضيات في صف الاخلاق ؟ |
Hatta, Shawn çok seçimli problemleri çözmesinde yardımcı oluyor, konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | في الواقع , شون يساعده الآن ببعض مسائل الاختيار من متعدد أثناء كلامنا |
Bunlar son matematik testinde en çok yanlış yapılan çarpma soruları. | Open Subtitles | لم تُجب معظم مسائل جداول الضرب في إختبار الرياضيات للشهر الماضي |
Nerede olduklarını bulmak istiyoruz. Kişisel konulara girmek istemiyorum, ama karınla iyi bir ilişkin var mıydı? | Open Subtitles | نريد أن نعرف أين هما، لا أريد أن أخوض في مسائل شخصية، |
Hayır, Eddie'yi pizza ve silah taşımasından tutukladığımda tanıdım. Anladım, adamlarla sorunlarım var. | Open Subtitles | أعلم ما تفكر به، لدي مسائل مع الرجال شكراً على المعلومة |
Bazi siyasi meselelerde ayni görüse sahip olmamiz kaydiyla tabii. | Open Subtitles | طالما اتفقنا سويًا بشان، مسائل سياسية محددة |