| Testi geçemeyecek kadar güçsüz durumda olursan kimseye yardım edemezsin. | Open Subtitles | لن نستيع مساعدة أحد إن كنا ضعفاء جداً لنجتاز الإختبار |
| Sanki artık kimseye yardım edemiyorum. | Open Subtitles | يبدو كأنني لا استطيع مساعدة أحد أكثر من هذا |
| kimseye yardım ettiğimiz yok. | Open Subtitles | فلم يتسن لنا مساعدة أحد نحن فقط نتمدد فى الجوار بلا حراك |
| En yakın dostlarımdan birine yardım etmeme sebebini öğrenmek istedim. | Open Subtitles | شعرت بفضول لمعرفة سبب رفضك مساعدة أحد أقرب أصدقائي |
| kimsenin yardımına ihtiyacım yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | لا أحتاج الى مساعدة أحد شكراً لكِ |
| Kimsenin yardımını istemiyorsun. Carlos'a dediklerini duydum. | Open Subtitles | أنت لاتريد مساعدة أحد |
| Şu andan itibaren birine yardım etmek istediğinde cevap kesinlikle hayır. | Open Subtitles | لذا من الآن وصاعداً عندما ترغبي في مساعدة أحد ستكون الأجابة بالقطع لا |
| Daha önce kimseden yardım istemedim, ama şu anda senden istiyorum. | Open Subtitles | لم أطلب مساعدة أحد من قبل ولكني أطلب مساعدتك الآن |
| Ama bir kişiye bile yardım edebilirsem... onu kurtarabilirsem... kötü bir durumu düzeltirsem... o zaman mutlu oluyorum. | Open Subtitles | لكن عندما يمكنني مساعدة أحد أو أنقذ أحداً أو أصلح خطأ أو أصحح موقف |
| Birinin seni sevmesi için o kadar çok zaman harcadın ki kimseye yardım edemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقضين وقتكِ لايجاد أحد كي يحبكِ و أنتِ لا يمكنكِ مساعدة أحد |
| Birinin seni sevmesi için o kadar çok zaman harcadın ki kimseye yardım edemiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تقضين الكثير من الوقت تحاولين أن تجعلي أحد يحبكِ و لا يمكنكِ مساعدة أحد |
| Yoksa, kimseye yardım edemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | أو لن نستطيع مساعدة أحد , صحيح؟ لذلك يجب الصعود الأن |
| Ben de kimseye yardım edemem çünkü kimseye gerçeği söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدة أحد وذلك لأنني لا أستطيع إخبار أحد بالحقيقة |
| Galiba çok konuşuyorum ama kimseye yardım edemiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني أتحدث كثيرًا ولكن لا يمكنني مساعدة أحد |
| O gece kimseye yardım edemezdim. | Open Subtitles | . لم أستطع مساعدة أحد تلك الليلة |
| Yalan söylüyorsun. kimseye yardım edemessin sen. | Open Subtitles | أنتي تكذبين ليس بستطاعتك مساعدة أحد |
| Polis olup da birine yardım edememenin nasıl bir duygu olduğunu bilemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصف لك شعوري كشرطي ولا أستطيع مساعدة أحد |
| Ama birine yardım edemeyeceğinizi anladığınızda büyük bir üzüntü duyuyorsunuz. | Open Subtitles | ولكنهناك... تلك اللحظة التي تدرك فيها بأنك تستطيع مساعدة أحد وتشعر بألم يعتصر قلبك |
| Doğrusunu istersen, benim kimsenin yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | في الواقع، أنا لست بحاجة إلى مساعدة أحد |
| Ve de kimsenin yardımına ihtiyacın olmadığını. | Open Subtitles | وأنّك لا تحتاجين مساعدة أحد. |
| Kimsenin yardımını istemeyeceğime dair yemin ederim. | Open Subtitles | أدك أني لن أطلب مساعدة أحد |
| Ama birine yardım etmek istediğin için seninle gurur duyuyoruz. | Open Subtitles | لكننا فخوران بك لرغبتك في مساعدة أحد |
| Eğri Oklar eğer maçı istiyorlarsa, kimseden yardım almayacaklar. | Open Subtitles | لن يحصل السهام على مساعدة أحد للعودة إلى مباراة اللقب |
| Ama bir kişiye bile yardım edebilirsem... onu kurtarabilirsem... kötü bir durumu düzeltirsem... o zaman mutlu oluyorum. | Open Subtitles | لكن عندما يمكنني مساعدة أحد أو أنقذ أحداً أو أصلح خطأ أو أصحح موقف |