| Ah, eğer siz uğraşmak istiyorsanız, yerel kanuni yaptırımlar konusunda yardımcı oluruz. | Open Subtitles | يمكننا مساعدتكَ مع الشرطة المحلية إن أردتَ تكبّد العناء |
| Eğer ne aradığınızı söylerseniz... belki yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | ربّما إذا أخبرتني ما تبحث عنه فيمكنني مساعدتكَ في إيجاده |
| Bir konuda Yardımına ihtiyacım olabilir. Olayların nasıl gelişeceğine bağlı. | Open Subtitles | ربّما أحتاج مساعدتكَ في شيء، هذا منوط بماهيّة تطوُّر الأمور. |
| Bak, Şerif, eğer bu işe yaramazsa bir dahaki sefere Sana yardım edemeyeceğim. | Open Subtitles | إسمع، أيّها الشريف إذا لم ينجح هذا، فلن أكون قادراً على مساعدتكَ في المرّة القادمة |
| Kendim için üzülürken sana yardımın için teşekkür etmeyi unuttum. | Open Subtitles | أَنا مشغولُ جداً شُعُور بالأسى على نفسي أنا مَا شَكرتُك حتى لكُلّ مساعدتكَ. |
| Eğer istersen bu konuda yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | فستجد سلاماً أكثر بكثير في حياتك وبإمكاني مساعدتكَ بذلك إن أردت |
| Bana karşı dürüst olduğuna göre, artık sana yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | والآن بعد أن كنتَ صادقاً معي فسأستطيع مساعدتكَ |
| Eğer ki gidecek hiçbir yerin yoksa, bu konuda sana yardımcı olabiliriz. | Open Subtitles | إنّ لم يكُن لديك مأوى آخر، فبوسعنا مساعدتكَ حيال ذلك. |
| Üzgünüm, ama o güvenlik görevlisi yardımcı olamadı. Sorun değil. | Open Subtitles | أنا آسفة، لِعدم مساعدتكَ من قِبل رِجال الأمن. |
| İstersen yardımcı olabilirim. | Open Subtitles | حسنٌ، يمكنني مساعدتكَ في هذا، تعرف أنا حقاً جيِّدة في الأرقام |
| Küvet hikâyesindeki Yardımına teşekkür etmek için. | Open Subtitles | تعلم، كي أشكركَ على مساعدتكَ في تقرير المغطس |
| Ama yardımını istemiyorum. Yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لكنّي لا أريد مساعدتكَ لا أحتاج مساعدتكَ |
| Ama Yardımına ihtiyacım vardı. Bilgeliğine, kurnazlığına ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ولكنني بحاجة إلى مساعدتكَ أحتاج إلى حكمتكَ |
| Bu hayaller konusunda Sana yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد مساعدتكَ في التغلّب على هذه الأوهام |
| Sana yardım edebilecek biriyle tanıştım. | Open Subtitles | قابلتُ شخصاً قد يكون قادراً على مساعدتكَ |
| Bana sorunun ne olduğunu söylemezsen Sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدتكَ إن لم تخبرني بالمشكلة ؟ |
| yardımın işime yarayabilir. | Open Subtitles | ربّما أكون قادراً على إستخدام مساعدتكَ |
| Ama yardımın olmadan yapamam. | Open Subtitles | ولكن لا أستطيع فعلها بدون مساعدتكَ |
| Burada ben sana gelip yardımını istemişim. | Open Subtitles | أَتحدّثُ عنه أَجيءُ إليك، سُؤال عن مساعدتكَ. |
| Sana yardım etmeye karar verdiğimde risklerin farkındaydım. | Open Subtitles | وعيتُ أن ثمّة مخاطرة حينما قررتُ مساعدتكَ. |
| Burada değil. Ben Yardım edebilir miyim? | Open Subtitles | ليست موجودة هل يمكنني مساعدتكَ بشيء آخر؟ |
| Olağanüstüsünüz ve sizin Yardımınız olmadan bu vakayı çözemezdik. | Open Subtitles | أنتَ عبقري جداً و أشك بصعوبة أننا كنا سنحل هذه القضية بدون مساعدتكَ |
| - Yardım edebilir miyim, dostum? | Open Subtitles | هل أستطيعُ مساعدتكَ يا صديقي ؟ |