Belki derinlemesine düşünmeliyiz, ama onlara yardım etmekte kararlıyım Fanny. | Open Subtitles | ربما الأمر يحتاج لتفكير أكثر لكنني مصمم على مساعدتهن ,فاني |
Eğer böyleyse, korkarım ki bu kızlar hayatları boyunca bu durumdan etkilenecekler ve biz onlara yardım edemeyebiliriz. | Open Subtitles | لو ان هذه هى القضيه ، انا خائف هؤلاء البنات جرحوا كثيرا من اجل الحياه و لن يمكن مساعدتهن |
Bence onlarla olmanın sebebi yardım etmek istemen. | Open Subtitles | تعلم، أظن أنك تنجذب لهن لأنك تود مساعدتهن. |
Onlara yardım edemezsek, tüm bu yaptıklarımızın ne anlamı var? | Open Subtitles | اذا لا نستطيع مساعدتهن ما الفائد من كل هذا |
Artık nasıl olur da onlardan yardım isteyebilirim? | Open Subtitles | لذا فبأيّ وجه أعود وأطلب مساعدتهن الآن؟ |
Bu sistem sayesinde, daha fazla kıza yardım edebiliyor ve okula gönderebiliyoruz, eğitimleri boyunca destekleyebiliyoruz, iş kurmalarına yardımcı olabiliyoruz ve en sonunda, kendi topluluklarına liderlik etmelerini sağlıyoruz -- hepsi, gelecek nesil için finansman sağlarken. | TED | خلال هذا النظام، قد تمكنا من مساعدة وإرسال المزيد والمزيد من الفتيات للمدارس، ودعمهن بينما هن هناك، مساعدتهن في بدء مشروع وفي نهاية المطاف، قيادة مجتمعاتهن - كل ذلك مع توفير التمويل للجيل القادم. |
Belki onlara yardım edebilirsin. | Open Subtitles | . ربما يمكنك مساعدتهن |