| Bana yardım edip edemeyeceğinizi bilemiyorum, ama bunu sizinle paylaşmak zorundayım. | Open Subtitles | أنا لا أدري إن كنت تستطيع مساعدتى ولكنى سأعرض المشكلة عليك |
| Gerçekten çok nazik davranıyorlar. Bana yardım etmeye çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | إنهم حقا لطفاء هناك يبدو أنهم يحبون أن يحاولوا مساعدتى |
| Gerçekten çok nazik davranıyorlar. Bana yardım etmeye çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | إنهم حقا لطفاء هناك يبدو أنهم يحبون أن يحاولوا مساعدتى |
| Kurumunuz ofisimizi arayarak bu baskında size yardımcı olmamı istedi. | Open Subtitles | وكالتك اتصلت بهذا المكتب للحصول على مساعدتى في ذلك الهجوم |
| Pek hoş bir şey değil ama umarım tekrar yardımıma ihtiyacınız olur. | Open Subtitles | أنه ليس شىء جميل لأقوله ولكن اتمنى أن تحتاج مساعدتى مرة أخرى |
| Nişanlım, resepsiyonda kullanılacak örtü ve peçeteler için yardımımı istiyor. | Open Subtitles | . خطيبتى تريد مساعدتى فى أختيار لون بياضات غرفة الأستقبال |
| Bu eşim ve asistanım. | Open Subtitles | هذه زوجتي والتى تصادف أن تكون مساعدتى أيضا |
| Paltoları misafir odasına götürmeme yardım eder misiniz Profesör Tripp? | Open Subtitles | ربما يمكنك مساعدتى لأخذ تلك المعاطف لغرفة الضيوف بالطابق العلوى |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Ben de onları yıkmama yardım edebilecek tek yere gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت الى المكان الوحيد الذى يستطيع مساعدتى على تدميرهم |
| Hey, adamım nişanlımın Noel'ini kurtarmama yardım ettiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | يا رجل، شكراً على مساعدتى فى انقاذ عيد الميلاد لخطيبتى |
| İhtiyacım olduğu zamanda bana yardım etmeyi reddedenlerden bir liste yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أحتفظ بلائحه بكل شخص الذى رفض مساعدتى فى ساعه محنتى |
| Kurumunuz ofisimizi arayarak bu baskında size yardımcı olmamı istedi. | Open Subtitles | وكالتك اتصلت بهذا المكتب للحصول على مساعدتى في ذلك الهجوم |
| Duydun işte. Hala benim yardımıma ihtiyacın olmadığından emin misin? | Open Subtitles | الان انت سمعت هذا ها أنت متأكد انك لا تريد مساعدتى ؟ |
| Bana güven. yardımımı istedin. Etmeme izin ver. | Open Subtitles | لا تقلق أنت طلبت مساعدتى لذلك دعنى أساعدك هيا |
| asistanım eskisi kadar düz. Vergi ödeyenler için yapılmak üzere parası ödenmiş ampuller nerede? | Open Subtitles | أيها الطبيب، مساعدتى ماتزال مسطحة كما كانت، أين الأثداء الجديدة التى دفع ثمنها دافعو الضرائب؟ |
| ihanet değil ama benim yardımım burada durur sen neden bahsediyorsun | Open Subtitles | انا لم اخونك ولكن مساعدتى تتوقف هنا عن ماذا تتحدث ؟ |
| Sen benim güzel yardımcım değil misin? | Open Subtitles | أنت مساعدتى الصغيرة , أليس كذلك ؟ |