| Düşünün İngiltere'de okullardaki tüm öğrencileri alıyorsunuz ve yüzde biri yardımcı geliştiriciler oluyorlar. | TED | تخيل أنه بإمكانك أخذ كل الأطفال في التعليم في بريطانيا , و واحد في المائة منهم كانوا مساعدين لتطوير التعليم. |
| Yani birkaç asistan gerekiyor diyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | و أنت تتحدث عنك و عن مساعدين أخرين لك فقط ؟ |
| Buddy'nin bütün asistanları daha büyük, daha iyi işler buldular. | Open Subtitles | جميع مساعدين بادي ذهبوا إلى وظائف أكبر وأفضل |
| Laboratuar asistanı boşluklarını doldurmak istedik ama kesintiler sebebiyle bize sadece geçici eleman verebildiler. | Open Subtitles | لذلك طلبنا توظيف مساعدين لكن مع حالة التقشّف أفضل ما لديهم كانوا مُتدرّبين |
| Artık bizi nazik ve yardımsever insanlar olarak görecekler. | Open Subtitles | أجل ، و الآن سيعتقدن بأننا " لطيفين و " مساعدين هذا كابوس |
| Demek ki ruhun, güzel yardımcıları varmış. | Open Subtitles | لهذه الروح مساعدين جذابين ، صحيح؟ |
| Bunu soran bir patronsa, o zaman sorun yok ama derecesiz yardımcıların saçma sorularına verecek cevabım yok. | Open Subtitles | اذا الرئيس طلب مني هذا, لا بأس بذلك... ولكن لا تسألوني اسأله سخيفه من مساعدين حقيرين |
| Ya da NHS'deki hastaların yüzde biri bir çeşit yardımcı sağlık sağlayıcısı olsaydı. | TED | أو كان لديك واحد في المائة من المرضى في إن إتش إس بطريقة ما أصبحوا مساعدين منتجين للصحة |
| The Paradise genişleyeceği için daha çok müşteriye, yardımcı yöneticilere ihtiyaç olacak. | Open Subtitles | لأن الفردوس على وشك التوسع الرئيس سيحتاج إلى المزيد من المشترين مدراء مساعدين |
| Abbie Mills'in şovunda yardımcı oyunculara yer yok. | Open Subtitles | لا يوجد مكان للاعبين مساعدين في العرض الخاص بآبي ميلز |
| Şu an için, Dr. Milgram ve bendeniz tek asistan profesörleriz. | Open Subtitles | حتى الآن أنا والطبيب "ميلغرام لسنا سوى أساتذة مساعدين هذا صحيح |
| Şoförüm hasta ve yemin ederim menajerim haftada beş asistan değiştiriyor. | Open Subtitles | سائقي مريض، ومديري يوظف حوالي 5 مساعدين كل أسبوع |
| asistanları tatlılıklarına göre değil, becerilerine göre işe alman gerekir. | Open Subtitles | لا تعيين مساعدين لأنهم لطيف. تفعل ذلك لأنهم مؤهلون. |
| Stilistleri, asistanları ve medya yönetmenleri var. | Open Subtitles | لقد كان لديها مصممو أزياء مساعدين وخبراء في الإعلام |
| Teyit ettiğimize göre şehirdeki stüdyolardan bir fotoğrafçı ve iki asistanı, bebeğin fotoğraflarını çekmek için Cotwell malikanesine geldiler. | Open Subtitles | أن طفل بعمر تسعة أشهر إختطف في تقريباً الساعة العاشرة هذا الصباح وتم التأكيد أن هناك مصور وأثنين مساعدين من المدينة إستوديو تصوير الأطفال |
| Sonunda hepimiz yardımsever olduk. | Open Subtitles | إذاً، أصبحنا كلنا مساعدين |
| Demek ki ruhun, güzel yardımcıları varmış. | Open Subtitles | لهذه الروح مساعدين جذابين ، صحيح؟ |
| Bir ve iki yıllık yardımcıların sorumlusuyum. | Open Subtitles | انا اشرف على مساعدين السنه الثانيه. |
| Yukarıda böyle bir iş almak için yalvaracak on yeni avukat bekliyor. | Open Subtitles | لدي 10 مساعدين جُدد في الأعلى يودون العمل على قضية مثل هذه. |
| yardımcılar, yamaklar, bizden yiyorlar. | Open Subtitles | من مساعدين و معاونين يُقِيمون على نفقتنا |
| Ama sadece arka plan dansçısı olmak istemediler. | Open Subtitles | لكنهم لَم يرغبوا بأن يكونوا راقصين مساعدين. |
| ...kendi seçtiğin asistanların... - Evet, hepsi dalkavuk. | Open Subtitles | و مساعدين قمت بإنتقاؤهم بنفسك نعم ، و أشخاص متملقين ، و كلهم من هذا الطراز |
| Belki de ben, birbiriyle anlaşabilen yeni iş ortakları işe almalıyım. | Open Subtitles | ربما ينبغي علي تعيين مساعدين جدد لي الذين يمكن التشارك بالفعل مع بعضها البعض |