"مسافه" - Translation from Arabic to Turkish

    • mesafe
        
    • mesafeden
        
    • uzaktan
        
    • aşağılarına
        
    Yoldan, eve mesafe 100 metreden fazla. Open Subtitles الطريق مغطى حتى مسافه 400 يارده من المنزل
    Oldukça uzun bir mesafe, Teğmen. Open Subtitles الاطباء تلك مسافه انتقال طويله جدا , ليفتنانت
    6 gemiden oluşan bir konvoy, 262 derece, mesafe 700 mil. Open Subtitles ‏6 سفن ضخمه فى رتل تتجه فى اتجه 262 درجه , على مسافه 700 ميل
    Sanıyorum güvenli bir mesafeden patlatmak için yönteminiz vardır. Open Subtitles انا افترض انك تريد ان تفجر الديناميت عن طريق الريموت من مسافه امنه
    Demek istiyor ki; hareket halindeyken yakın mesafeden vurulmuş. Open Subtitles يعني انه تم الإطلاق عليه من مسافه قريبه وهو يركض
    Şimdi hepimiz uzaktan eğitimi duymuştuk ama arkadaki öğrenciler öğretmenlerinden 200 fit uzaktalar, Bence onlar çok-uzaktan eğitim görüyorlar. TED جميعنا سمع عن التعليم عن بعد، ولكن الطلاب في الخلف، مسافه 200 قدم من الأستاذ، أعتقد انهم يعيشون تجربة الدراسة عن بعد.
    Yazı turayı kaybetti. Kumsalın daha aşağılarına gömmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد أضاعت فرصتها إضطررت لدفنها على مسافه أبعد على الشاطئ
    Evet, uzak mesafe olduğunu biliyorum. Open Subtitles نعم،ياسيدةهاتشر أنا أعلم أنها مسافه طويله
    İki nokta arasındaki en kısa mesafe... daima düz bir çizgidir. Open Subtitles اقصر مسافه بين نقطتين 000. ستكون دائما الخط المستقيم.
    Ne çok yakın, ne çok uzak. Uygun mesafe. Open Subtitles لا تقتربوا بشده , ولا تبتعدوا بشده أبقوا على مسافه
    Aranızda mesafe olsun ama birbirinizi gözleyin hep. Open Subtitles ابقوا مسافه بينكم ولكن دائماً ابقوا ضمن رؤيا بعضكم البعض
    Aramıza mesafe koymaya çalışıyorum. Daha kolay olması için uğraşıyorum. Open Subtitles أنا احاول بأن اضع مسافه بيننا وأحاول أن اجعل هذا أسهل
    Fakat, hastalık mikrobu vücut sıvılarıyla temas halinde bulaştığı için, tedbirli olup araya mesafe koyalım. Open Subtitles ولكن فى حين أن المرض ينتشر فقط عن طريق الاتصال بسوائل جسديه من الحكمه أن نبقى على مسافه بيننا
    Belki de mesafe çok fazla, Teğmen. Open Subtitles ربما كان على مسافه بعيده جدا , ليفتنانت
    - Saatte 35 mil hızla giden bir arabanın durması için, kaç kahrolası araba boyu mesafe gerekir, biliyor musun? Open Subtitles أتعرف كم هى مسافه السياره التى تأخذها... ... لتوقّفسيارةفي35ميلفي السّاعة؟
    Yani elimizde uzun mesafeden işini gören bir keskin nişancı var sanırım. Open Subtitles اذن، لدينا الأن حالة قتل بواسطه قنّاص من على مسافه بعيده
    Şunu söylemeliyim ki, siz ikiniz, bize yardım etmek için çok uzak mesafeden geldiniz, ve bu Krallık size muazzam bir şekilde borçlandı. Open Subtitles و بعد أن أوضحت هذا لقد قطعتما مسافه كبيره لتساعدونا و مملكتي تدين لكما بدين باهظ
    Ama sizi temin ederim, hiçbir şey yakın mesafeden sıkılan biber gazı kadar acı veremez. Open Subtitles لكني اؤكد لكم أنه ليس مثل ألم رش رذاذ الفلفل عليك من مسافه قريبة جداً
    Yakın mesafeden göğse üç tane kurşun yarası. Open Subtitles ثلاث طلقات ناريه فى الصدر من على مسافه قريبه
    Mermiler yakın mesafeden, 25 kalibrelik otomatik bir silahla ateşlenmiş. Open Subtitles الرصاصات أطلقت من مسافه قريبه .من عيار 25 أوتوماتيكي !
    Sanırım ben burada kalıp sizi uzaktan destekleyeceğim. Open Subtitles أعتقد أنى سأبقى هنا و أدعمكم من على مسافه
    Yazı turayı kaybetti. Kumsalın daha aşağılarına gömmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد أضاعت فرصتها إضطررت لدفنها على مسافه أبعد على الشاطئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more