sürdürülebilir bağış üzerine kurulu kar amacı gütmeyen model baz alınacaktır. | TED | وسوف يستند على نموذج غير ربحي الذي سيكون أساسه منح مستدامة. |
Gerçek anlamda sürdürülebilir ve karbonsuz enerjinin geleceğinde ne var? | TED | ما هو المستقبل لطاقة مستدامة حقاً، وخالية من إنبعاثات الكربون؟ |
Anladım ki sürdürülebilir tarım ve yerleşim için ihtiyacım olan gerçekten uygun ve düşük maliyetli araçlar henüz yoktu. | TED | أدركت ان الادوات المناسبة حقا، و المنخفضة التكلفة التي احتاج لبدء مزرعة مستدامة و سكن لم تكن موجودة حتى الآن. |
Ve eğer gerçekten sürdürülebilir şehirlerimiz olacaksa biraz farklı düşünmek zorundayız. | TED | وان اردنا حقاً ان نغدو مدناً مستدامة علينا فعلاً ان نغير من طريقة تفكرينا |
her çocuğu besin konusunda eğitmek için güçlü, sürdürülebilir bir akıma sizin yardımcı olmanız. | TED | أن تشاركوا في حركة مستدامة وفعالة لتعليم كل طفل بشأن الغذاء. |
Bakım yapmak için Freon kullanmak artık sürdürülebilir değil | TED | طريقة حفظ الأشياء بالفريون غير مستدامة. |
Bakmamız lazım gelen şey: Bizim 7 Milyar insan için sürdürülebilir bir biçimde nasıl beslediğimiz, tedavi ettiğimiz, eğittiğimiz, ulaştırdığımız, haberleştirdiğimiz. | TED | مايجب أن نهتم له هو كيف نوفر الطعام، والعلاج، والتعليم، ووسائل النقل والاتصالات لسبعة مليار نسمة بطريقة مستدامة. |
Bence sürdürülebilir taşımacılık ve sürdürülebilir enerji üretimi son derece önemli. | TED | أعتقد أنه من المهم جدًا أن تكون لدينا وسائل نقل مستدامة وإتتاج مستدام للطّاقة. |
Başka bir nokta ise, sürdürülebilir enerji üretimini başarabilmeliyiz, elektrik üretimini. | TED | النقطة الأخرى هي ضرورة الحصول على وسائل مستدامة لتوليد الطّافة بشكل عام، أو الكهرباء بشكل خاص. |
Şimdi neyse ki, dünyanın en iyi bazı malzeme bilimcileri kömürü, sürdürülebilir kaynaklarla değiştirmek için araştırma yapıyorlar. Mesela şunun gibi, ve bu hem harika hem de cok onemli. | TED | الآن لحسن الحظ، بعض أفضل علماء المواد في العالم يبحثون عن بدائل للفحم مع موارد مستدامة مثل تلك، و هذا رائع وجوهري |
Biz, bütün tarımsal ham maddelerimizin sürdürülebilir kaynaklardan elde edildiğinden emin olmaya adadık kendimizi. Yüzde yüz sürdürülebilir kaynaklardan. | TED | اننا ملتزمون بالتأكد من أن كل المواد االزراعية تأتي من مصادر مستدامة، 100 في المئة من مصادر مستدامة. |
Tüm hurma yağımızı sürdürülebilir kaynaklardan alacağımızı ilk biz söyledik. | TED | وكنا أول من قال أننا سنشتري كل ما نحتاجه من زيت النخيل من مصادر مستدامة. |
Evet. Turizm o duvarları yıkmak ve insanların birbiri ile iletişimini sağlayabilmek ve arkadaşlıkları oluşturmak için en iyi sürdürülebilir yöntem. | TED | السياحة هي أفضل طريقة مستدامة لهدم تلك الجدران وإنشاء طريق مستدام للتواصل مع بعضنا وتكوين صداقات. |
Yurtdışında sürdürülebilir, sağlam, etik ve ahlaklı yatırımlar yapmalıyız. | TED | بالطبع. متميزة. نحتاج إلى الاستثمار وراء البحار بطريقة مستدامة وأخلاقية ومسؤولة. |
Bu çok yanlış. Siz izleyiciler, eğer Afrika'ya yardım etmek istiyorsanız sürdürülebilir gelişime yatırım yapın. | TED | وهذا خاطئ تماما. منكم في الحضور هنا إذا أردت مساعدة أفريقيا: استثمر المال في مشروع تنمية مستدامة. |
belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları yeni iletişim yolları, sürdürülebilir ekonomiler, hatta huzurlu bir dünya. | TED | ربما أدوية جديدة، أو وسائل مواصلات جديدة، أو طرقٍ جديدةٍ للتواصل، أو اقتصادات مستدامة وربما حتى عالم سلمي. |
Eğer sürdürülebilir enerjiniz yoksa, bu sürdürülebilir olmayan enerjiniz olduğu anlamında. | TED | إذا لم يكن لديك طاقة مستدامة، فهذا يعني أن لديك طاقة غير مستدامة. |
Çünkü günde 4 dolarla yaşıyorsanız, hayatta kalmak için yaşıyorsunuzdur ve sürdürülebilir olmanız gerekir. | TED | بل أنك عندما تعيش على ٤ دولارات في اليوم فأنت تعيش على مستوى الحد الأدنى للبقاء ويجب عليك أن تعمل بطريقة مستدامة. |
Green New Deal kendimizi sürdürülebilir ve adil bir geleceğe taşıyabilmemiz için bir çerçeve oluşturmakta. | TED | إن الاتفاقية البيئية الجديدة هي الإطار الذي يبين لنا كيفية الانتقال للمستقبل بطريقة مستدامة ومتكافئة. |
Şimdi hemen Asya'nın merkezinde sürdürülebilir bir şehir yapmak istiyorum diyemezsiniz. Çünkü bu şekilde komisyon alamazsınız. | TED | لا يمكنك أن تقول ببساطة أنك تود بناء مدينة مستدامة في آسيا الوسطى لأن ذلك ليست الطريقة التي تحصل بها على الصفقات |
İşin aslı, CO2 üretimi çevre için iyi bile olsa, hidrokarbonlarımız tükenecek, sürdürülebilir çalışma olanakları bulmalıyız. | TED | في الواقع، حتى إن كان إنتاج ثاني أكسيد الكربون مفيداً للبيئة، نظراً لكون مخزوننا من المحروقات ينضب، فنحن نحتاج لإيجاد أنظمة تشغيل مستدامة. |
Gençlerimiz ruhları ile beyinlerini ayırmayı gereksiz buluyor, doğruları kökleşmiş, bütünlükleri sürdürülemez olmuş. | TED | شبابنا يجدونها غير مجدية لفصل أرواحهم عن عقولهم، حقيقتهم متأصلة وسلامتهم مستدامة. |