Bence danışmanları için de mükemmel stratejiydi. | Open Subtitles | وأعتقد أنها استراتيجية عظيمة من قبل مستشاريه ، أيضا |
Bana Başkan'ın durumdan rahatsız olduğunu söylediler, ama askeri danışmanları tarafından hatırı sayılır bir baskı altında olduğunu belirttiler. | Open Subtitles | أخبروني أن الرئيس ليس راضٍ عن الوضع لكنه تحت ضغط كبير من قبل مستشاريه العسكريين |
Roma İmparatoru'na en yakın danışmanı ihanet etmişti. | Open Subtitles | تعرض الامبراطور الروماني إلى الخيانة من أقرب مستشاريه |
Commodus, Saoterus'u en yakın danışmanı atamıştı. | Open Subtitles | عين كومودوس سوتوراس كأقرب مستشاريه |
İmparator, siz değerli danışmanlarını göndererek beni onurlandırdı. | Open Subtitles | يشرفني الامبراطور بزيارة منكم مستشاريه الموثوق بهم |
Başkan baş danışmanlarıyla mesajı çözme çalışmalarını görüşmek üzere buluştu. | Open Subtitles | إجتمع الرئيس بكبار مستشاريه بخصوص آخر الجهود لترجمة الرسالة |
Kral meclisine oturup halkını dinlemeli ve anlayışı kıt danışmanlarının görevine son vermelidir! | Open Subtitles | يجب أن ينصت الملك لصوت العقل في برلمانه ويقيل مستشاريه الجشعين |
Kabinesi danışmanları hepsi de eski JR çalışanları. | Open Subtitles | مجلس وزرائه ، مستشاريه ، مع جميع موظفين ار جى. |
Aynı şeyleri danışmanları için söyleyemeyeceğim. | Open Subtitles | ورحمة لا أستطيع أن أقول نفس الشيء عن بعض مستشاريه |
Sefere çıktığımız gün babamız, gerçek bir kralın danışmanları dinlediğini fakat hep kalbine kulak verdiğini söyledi. | Open Subtitles | يوم أن غادرنا للقتال أخبرني أبي أن الملك الحق يفكر في نصيحة مستشاريه و لكن يجب أن يطيع ضميره |
Tüm danışmanları ona gelmemesini söylerdi. Ben olsam asla gelmemesini söylerdim. | Open Subtitles | لا بد أن كل مستشاريه نصحوه بعدم المجيء أنا كنت سأنصحه بعدم المجيء |
Kölelere boyun eğen Firavun değil onun danışmanları. | Open Subtitles | ليس هو فرعون من يستسلم للعبيد ؟ .... لكن مستشاريه هم الذين |
Kölelere boyun eğen Firavun değil onun danışmanları. | Open Subtitles | ليس هو فرعون من يستسلم للعبيد ؟ .... لكن مستشاريه هم الذين |
danışmanı izin vermiyor. | Open Subtitles | مستشاريه لا يسمحون بذلك. |
Hayatındaki en büyük kararla yüzleşmişken en yakın danışmanı Meyer Lansky'ye başvurdu. | Open Subtitles | القرار الاصعب بحياته ينتقل إلى أقرب مستشاريه (ماير لانسكي) |
Aron'u baş danışmanı yaptı. | Open Subtitles | و جعل (ارون) كبير مستشاريه |
İmparator, siz değerli danışmanlarını göndererek beni onurlandırdı. | Open Subtitles | يشرفني الامبراطور بزيارة منكم مستشاريه الموثوق بهم |
Başkan danışmanlarını Beyaz Saraya çağırdı. | Open Subtitles | استدعى الرئيس مستشاريه إلى البيت الأبيض |
danışmanlarıyla buluşmak için gizlice çıktı. | Open Subtitles | لقد تسلّل صباحاً لملاقاة مستشاريه. |
Başkan Truman, İngilizlerle ve askeri danışmanlarıyla görüştükten sonra güçlü bir yeni silaha sahip olduğumuzu nükleer bir silah olarak tanımlamadan Stalin'e söylemeye karar verdi. | Open Subtitles | قرر الرئيس ترومان بعد التشاور مع البريطانيين ومع مستشاريه العسكريين الخصوصيين أنه سيخبر ستالين بأن يملك سلاح جديد "فتاك، دون التصريح بأنه "سلاح نووي |
Babasının arzularına ve askerî danışmanlarının tavsiyelerine rağmen | Open Subtitles | و على الرغم من وصايا أبيه و نصح مستشاريه العسكريين |
Kral'a karşı herhangi bir suçlamam yok, sadece danışmanlarına ve amacı krallığı yıkmak olan o kadına karşı suçlamalarım var. | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء ضد جلالته الذي أحبه من كل قلبي فقط ضد مستشاريه, وامرأة معينة طموحها قد يدمر المملكة |
Başkan askeri danışmanlarından gelen bu gibi tavsiyeleri dikkate alıyor mu? | Open Subtitles | هل يرحب الرئيس بهذا النوع من التدخل من مستشاريه العسكريين ؟ |